Anonim şirketlerde yönetim kurulu, genel kuruldan sonra şirket için en önemli organ ve şirket yönetiminde işletme sahibi konumunda olan, şirketi temsil ve idareye yetkili gerçek kişilerden oluşan kuruldur.
Anonim şirketlerde yönetim kurulu şirket ana sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamışsa üç kişiden oluşur. Yönetim kurulunun kaç kişiden oluşacağı şirket ana sözleşmesinde belirtilmesi gerekir. Eğer belirtilmemişse üçten fazla olamaz. Bununla birlikte 3 ila 5 kişi gibi yönetim kurulu kişi sayısı aralığı belirlenebilir. İlk yönetim kurulu şirket ana sözleşmesi ile atanmış olur. Bu kişiler ilk genel kurula kadar görevdedir.
Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyesi olmak için hissedar ve gerçek kişi olma zorunluğu vardır. Türk vatandaşı olması şart değildir. Yabancı uyruklular da yönetim kurulu üyesi olabilir. Yine Türkiye’de ikamet etmek mecburiyeti yoktur. Bunun yanında yönetim kurlu üyesi olmak için aranan genel nitelikler şu şekildedir;
- Hissedarlar arasından seçilmiş olması gerekir.
- Yetki ve sorumluluk taşıyacak, tam ehliyet sahibi olması gerekir.
- Seçilme engellerinin bulunmaması gerekir.
- İflas etmemiş olması gerekir,
- Hacir altına alınmamış olması gerekir.
- Ağır para cezası ile emniyeti suistimal, hırsızlık, dolandırıcılık suçlarından dolayı mahkum edilmemiş kimseler olmaları gerekir.
- Aynı şirkette denetçi (murakıbı) olmaması gerekir.
Anonim şirketlerde yönetim kurulunun görev süresi şirket ana sözleşmesinde daha düşük bir süre öngörülmemişse üç yıldır. Bu süre şirket ana sözleşmesi ile en az bir yıla kadar indirilebilir. Şirket ana sözleşmesi ile üç yıllık süre düşürülebilirken arttırılması mümkün değildir. Bu üç yıllık ya da şirket ana sözleşmesinde belirlenen süre sonunda genel kurul tarafından yeni yönetim kurulu seçilir. Eğer süre sonunda yeni yönetim kurulu seçilmezse eski yönetim kurulunun görevi iyi niyetli 3. kişiler yönünden devam etmiş sayılır.
Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulunun Başlıca Görevleri
Yönetim Görevi: Anonim şirketlerde yönetim kurulu iş sahibi konumunda olduğundan şirketin örgütlenmesi ve yönetilmesi hususunda yetkili ve görevlidir.
Temsil Görevi: Anonim şirketlerde şirket, 3. kişilere karşı yönetim kurulu tarafından temsil olunur. Şirket ana sözleşmesinde aksi bir hüküm bulunmadığı durumlarda iki yönetim kurulu üyesi imzası temsile yeterlidir.
İlgili Defterlerin Tutulması: Yönetim kurulu hem kanunen zorunlu olan hem de şirketin niteliği gereği tutulması zorunlu defterleri tutmak ve kanuni süresince muhafaza etmekle yükümlüdür.
Genel Kurul İle Alakalı Görevler: Genel kurulun toplantıya çağrılması, gündemim hazırlanması ve ilanı gibi genel kurul toplantısı ile alakalı işlemlerde yönetim kurulu görevlidir. Bununla birlikte genel kurul tarafından verilen görev ve yükümlülüklerin yerine getirilmeside yönetim kurulunun sorumluluğundadır.
Bunların dışında yönetim kurulu, anonim şirketin hesapları ile alakalı görevler, yıllık raporların düzenlenmesi, malvarlığının azalması halinde genel kurula bildirilmesi, sermayenin azaltılması ya da arttırılması durumlarında kanunen öngörülen görevleri yerine getirmekle sorumludur.
Yönetim kurulunun görev, yetki ve haklarını özetlemek gerekirse;
- Anonim şirketi idare ve temsil etmek.
- Toplantılar yapmak ve kararlar almak.
- Genel kurul toplantısını yapmak.
- Genel kurul kararlarını yerine getirmek.
- Yıllık Bilanço ve gelir tablolarını hazırlatmak.
- Kanunlar çerçevesinde gerekli defterleri tutmak veya tutulmasını sağlamak.
- Yıllık rapor ve teklifleri hazırlamak.
- Memur ve müstahdemlerin tayin ve istihdamlarını sağlamak.
- Mali durum ile ilgili karar ve önlemleri almak.
- Tasfiye işlerini görmek.
- Kanun ve ana sözleşmenin yönetim kuruluna yüklediği görevleri yapmak.
- Gerekli tescil ve ilan işlemlerini yapmak.
- Şirketin iş ve işlemlerinde özenli hareket etmek.
- Huzur hakkı almak.
- Ücret almak.
Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Toplantı ve Kararları
Yönetim kurulu ilk toplantısında görev dağılımı ve temsil konularını karara bağlayarak yönetim kurulu başkan ve yardımcılarını seçer. Bu kararlar ticaret siciline tescil ve ilan edilir. Yönetim kurulu, anonim şirketin temsili ve ilzamı için bir ya da birden çok üyenin tek başına ya da birlikte yetkili olmasını kararlaştırabilir.
Yönetim kurulunda her üyenin bir oy hakkı vardır. Şirket ana sözleşmesi ile dahi aksi kararlaştırılamaz. Kararlar mevcut oyların çoğunluğu ile alınır. Oylar eşit olursa öneri bir sonraki yönetim kurulu toplantısında tekrar oylanır. Yine eşit olması durumunda reddedilmiş sayılır. Yönetim kurulu üyeleri, yönetim kurulu toplantısında vekaleten başkasını görevlendiremezler. Toplantı ve kararlara bizzat katılmaları gerekir.
Yönetim kurulu şirket ana sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamış ise en az üye sayısının yarısından bir fazlası ile toplanır. Burada dikkat edilecek husus üye sayısının çoğunluğu değil üye sayısının yarsından bir fazla kişi ile toplantıların yapılabileceğidir.
Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyeliğinden Azil ve İstifa
Anonim şirket yönetim kurulunda ölüm, istifa ya da azil gibi sebeplerle boşalma olursa şirket ana sözleşmesinde belirlenen şekilde yedek üye seçilir. Eğer bu mümkün değilse yönetim kurulu geçici olarak yeni bir yönetim kurulu üyesi seçer. Bu üye seçilme niteliklerine haiz olmalıdır. Geçici üye ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapar. Normal yönetim kurulu üyelerinin görev süresi burada uygulanmaz. Geçici yönetim kurulu üyesi genel kurulda onaylanmadığı taktirde görevi sona ermiş olur. Yönetim kurulu üyeliğini kaybedenlerin çoğunlukta olması halinde kalan üyeler tarafından geçici yönetim kurulu üyesi seçilemez. Bu durumda genel kurul denetçiler tarafından acilen toplantıya çağrılır ve yeni yönetim kurulu üyeleri seçilir.
Anonim şirket yönetim kurulu üyeleri şirket ana sözleşmesi ile seçilmiş olsalar dahi genel kurul kararı ile her zaman azledilebilirler. Burada dikkat edilecek husus azil işleminin genel kurul gündeminde olması şarttır. Bunun dışından herhangi bir sınırlama olmadığı gibi şirket ana sözleşmesinde aksine hüküm de kararlaştırılamaz. Genel kurula tüm yönetim kurulu üyeleri katılmış ve azil işlemine karşı itiraz etmemişlerse genel kurul gündeminde olmasa dahi azil yapılabilir ve geçerlidir. Şunu da ayrıca belirtmek gerekir ki süresi dolmadan azledilen yönetim kurulu üyesinin tazminat hakkı yoktur.
Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluk Halleri
Anonim şirketlerde yönetim kurulunun hem şirket tüzel kişiliğine karşı hem de şirket pay sahipleri ve üçüncü şahıslara karşı sorumlulukları vardır.
Yönetim Kurulunun Şirket Tüzel Kişiliğine Karşı Sorumluluğu
Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu ücret alsın ya da almasın Borçlar Kanunu 321. Madde ye göre tespit edilir. Yönetim kurulu üyelerinin şirket tüzel kişiliğine verdikleri zararda kasıt, ihmal ya da dikkatsizlik şartı aranmaktadır. Bu noktadan hareketle yönetim kurulu aleyhine şirket tüzel kişiliği tarafından açılan davada yönetim kurulunun kasıt, ihmal ya da dikkatsizlik sonucunda şirkete zarar verdiği ispatlanmalıdır. Bu gibi durumlarda yönetim kurulu gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini, zararın oluşmasında herhangi bir kastın olmadığını, buna rağmen zararın meydana geldiğinin ispatlarsa yönetim kurulunun sorumluluğuna hükmedilemez. Burada şirketin zarara uğraması şirketin aktiflerinin azalması şeklinde olabileceği gibi beklenen karda eksilme şeklinde de olabilir.
Yönetim Kurulunun Üçüncü Kişilere Karşı Sorumluluğu
Anonim şirketlerde yönetim kurulu, şirketi temsile yetkili olduğundan şirketin amacı ve konusuna dahil her türlü işlemi yaparken şirket adına yapmak ve şirket adını kullanmak hakkına sahiptir. Yönetim kurulu üyeleri şirket adına yaptıkları işlemlerden şahsen sorumlu olmazlar. Görevleri esnasında sebep oldukları haksız fiillerden şirket tüzel kişiliği sorumludur. Şirket tüzel kişiliğine karşı üçüncü kişiler tarafından ikame edilen dava ve talepler yönünden yönetim kurulunun Borçlar Kanununda düzenlenen kasıt, ihmal veya tedbirsizliği olması durumunda şirket tüzel kişiliği, yönetim kuruluna zararı rücu edebilir.
Yönetim Kurulu Üyelerinin Müteselsil Sorumlu Olduğu Haller
Türk Ticaret Kanunu’na göre anonim şirketlerde ortağın sorumluluğu paylarla sınırlandırılmış ve ortaklara taahhütlerinden fazla sorumluluk yükletilemeyeceği kabul edilmiştir. T.T.K. madde 336/1 uyarınca hisse paylarının bedellerine yönelik pay sahipleri tarafından yapılan ödemelerin doğru olmamasından kaynaklanan zararlardan yönetim kurulu üyeleri müteselsilen sorumludur.
Kanunen tutulması gereken defterlerin tutulmaması veyahut intizamsız tutulması sonucunda meydana gelen zararlardan yönetim kurulu müteselsilen sorumludur. Bu zarar, defterlerin şirket tüzel kişiliği lehine delil olarak kullanılamaması şeklinde ya da vergi ve diğer cezalar yönünden şirket tüzel kişiliğinin aleyhine ceza zararına sebebiyet verilmesi şeklinde gerçekleşebilir.
Genel kurul şirketlerde en yetkili üst organdır. Genel kurul tarafından alınan kararların yerine getirilmesi yönetim kurulu sorumluluğundadır. Hukuken ya da genel kurul tarafından kabul gören geçerli bir neden bulunmadan genel kurul tarafından alınan kararların yerine getirilmemesi durumunda yönetim kurulu üyeleri müteselsilen sorumludur.
Kural olarak yönetim kurulu şirket müdürlerinin sebep olduğu zararlardan sorumlu değildir. Ancak yönetim kurulu, ehil olmayan müdürler tayin etmişse, müdürlerin zarara sebebiyet veren eylemlerine göz yummuşsa, yetkili olmadığı hususlarda müdür görevlendirmiş ise meydana gelen zararlardan mütesesilen sorumludur.
Yine T.T.K. madde 392 uyarınca şirket sermayesi artırım işlemleri kanunda belirtilen usullere uygun yerine getirilmemiş ise meydana gelen zararlardan yönetim kurulu üyeleri müteselsilen sorumludur.
Tahvillerle alakalı T.T.K. da düzenlenen hükümlere aykırı işlemlerden dolayı meydana gelen zararlardan yönetim kurulu üyeleri ilgilere karşı müteselsilen sorumludur.
Yönetim kurulunun genel kurul kararları aleyhine iptal davası açma hakkı vardır. Bu hakkın belli şartlar altında kullanılması gerekir. Bu hakkı kötüye kullanan yönetim kurulu iptal davası nedeniyle meydana gelen zararın tazmini noktasında şirket tüzel kişiliğine karşı müteselsilen sorumludur.
Şirket kuruluşunda atanan ilk yönetim kurulunun şirketin kurulmasında herhangi bir usulsüzlük bulunup bulunmadığını araştırma yükümlülüğü vardır. Kuruluştaki usulsüzlükler nedeniyle şirket tüzel kişiliğinin uğradığı zararlardan ilk yönetim kurulu üyeleri müteselsilen sorumludur.
Tüm bunlardan başka şirket yönetim kurulu üyeleri, yasada belirtilen ve şirket ana sözleşmesi ile belirlenen görevlerin kasten veya ihmal neticesinde yerine getirilmemesi ya da eksik getirilmesi neticesinde meydana gelen zararlardan şirket tüzel kişiliğine, pay ortaklarına ve üçüncü kişilere karşı müteselsil olarak sorumludurlar.
Yönetim Kurulu Üyelerinin Şahsi Sorumluluk Halleri
T.T.K. madde 332 uyarınca yönetim kurulu üyeleri şahsi menfaatleri ile eşi ve üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarının menfaatlerine ilişkin hususların görüşüldüğü yönetim kurulu toplantısına katılamazlar. Bu yönde bir husus gündeme geldiğinde ilgili yönetim kurulu üyesi durumu bildirir ve durum tutanak altına alınır. Bu hükümlere aykırı hareket eden yönetim kurulu üyesi meydana gelen zararlardan şahsi olarak sorumludur.
T.T.K. madde 334 uyarınca yönetim kurulu üyeleri, şirket ana sözleşmesinde belirtilen şirket amaç ve konusuna giren işlerle alakalı kendisi veya başkası adına, doğrudan ya da dolaylı olarak faaliyette bulunması şirket genel kurulunun iznine tabidir. Genel kurul izni olmadan T.T.K. madde 334 kapsamında faaliyette bulunan yönetim kurulu üyesi meydana gelen zararlardan şahsen sorumludur.
T.T.K. madde 335 uyarınca yönetim kurulu üyeleri, şirketin konusuna giren ticari işler türünden bir işlemi kendi veya başkası adına yapabilmesi ve aynı iş türünde faaliyet gösteren bir şirkete ortak olabilmesi genel kurul iznine tabidir. Bu hükme aykırı hareket eden yönetim kurulu üyeleri şahsi olarak sorumludur. Bu durumlarda şirket tüzel kişiliği, yönetim kurulu üyesinden tazminat talebinde bulunabilir, yapılan işlemin şirket adına yapılmış sayılmasını talep edebilir ya da üçüncü kişiler ile yapılan sözleşmelerden doğan hak ve alacakların şirkete ait olmasını talep edebilir.
T.T.K. madde 339 uyarınca yalan beyanda bulunarak üçüncü şahısları aldatan yönetim kurulu üyesi meydana gelen zarardan şahsen sorumludur.
T.T.K. madde 308 ve 337 uyarınca yönetim kurulu üyeleri, şirketteki yolsuzlukları denetçilere bildirmekle yükümlüdürler. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen yönetim kurulu üyeleri şahsen sorumdurlar.
T.T.K. madde 363 uyarınca her ortak her ne surette olursa olsun öğrendiği şirket tüzel kişiliğine ait iş sırlarını ortaklık hakkı sona ermiş olsa dahi gizli tutmakla yükümlüdür. Bu durumda şirket tüzel kişiliğine ait iş sırlarının gizleme yükümlülüğüne ihlal eden yönetim kurulu üyeleri şahsi olarak sorumludur.
Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerine Karşı Açılabilecek Davalar
Kural olarak anonim şirketin yönetim kurulu üyelerine karşı açılacak hukuki sorumluluk davası, ifa davasıdır. Bu nedenle tazminat miktarının önceden belirlenmesi şarttır. Hukuki sorumluluk davalarının konusu, genel olarak şirketin uğradığı zararın tazmini olduğundan, zararı oluşturan belirli bir paranın tahsilini kapsar. Ancak bu istek, şirketin doğrudan doğruya meydana gelmiş zararını karşılamak yoluyla alacak davası şeklinde açılabileceği gibi, şirketçe üçüncü şahıslara yapılan haksız ödemeler nedeniyle rücu davaları şeklinde de olabilir.
T.T.K., madde 309/3 uyarınca sorumlu olan kimselerin tamamı aleyhine şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde davanın açılacağı kesin hükme bağlanmıştır. Haksız fiilden doğan sorumluluk davası ise fiilin meydana geldiği yer mahkemesinde de açılabilir. Şirket adına dava açma hakkı denetçilere aittir. Ancak azınlığın oyuyla dava açılması halinde, azınlık, denetçiler dışında bir vekil tayin edebilir (T.T.K. madde 341). Pay sahipleri, şirket alacaklıları ve üçüncü kişiler tarafından açılacak davalar genel kurallara tabidir.
Hukuki sorumluluk davalarında tüm uyuşmazlık konuları T.T.K. özel hükümleri ile düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu nedenle T.T.K. madde 4 uyarınca tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın bu çeşit davalar ticari dava niteliğindedir. Dolayısıyla ticaret mahkemesi bulunan yerlerde bu mahkemelerde, aksi halde asliye hukuk mahkemesinde görülür.
Hukuki sorumluluk davaları da diğer ticari davalar gibi her türlü yasal delil ile kanıtlanır. T.T.K. madde 4 uyarınca ticari davalarda deliller ve bunların ortaya konulması HMK hükümlerine tabidir. Esas itibariyle açılan hukuki sorumluluk davasının muhatabı yani davalısı yönetim kuruludur. Sorumluluğun müteselsil olduğu hallerde dava, yönetim kurulu aleyhine, buna karşılık yönetim kurulu üyelerinin münferit sorumluluğu söz konusu ise, dava yalnız ilgili üye veya üyeler aleyhine açılır. Şirketi temsile veya idareye yetkili olanların görevlerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden anonim şirket sorumlu olacağından (T.T.K. madde 321) bu durumda dava şirket aleyhine açılır. Yönetim kurulu üyelerinin sorumlu olduğu fiil ve işlemlerde dava hakkı; sorumluluğun niteliğine göre bazı hallerde şirkete, pay sahiplerine, şirket alacaklılarına veya üçüncü şahıslara tanınmıştır.
Şirket Tüzel Kişiliğinin Dava Açma Hakkı
Anonim Şirket ile Yönetim Kurulu arasındaki hukuki ilişki, akdi bir ilişkidir. Yönetim kurulu, yasa ve esas sözleşmenin yüklediği görevlerin ihlali sonucunda şirkete zarar vermesi, bu akdin ihlalini teşkil eder. Bu akdin, genel olarak “vekalet akdi” olduğu benimsenmektedir. Şirketin zarar görmesi halinde, dava açma hakkı doğal olarak şirkete aittir.
Yönetim kurulu üyeleri hakkında şirket adına dava açılabilmesi için genel kurul kararı gereklidir. Genel kurul kararının bulunmaması halinde, karar alınması için mahkeme şirkete süre verir. Bu süre genelde bir aydır. Yönetim kurulu üyeleri hakkında şirket adına dava açılması konusunda yapılacak toplantı, yıllık adi toplantılarda olduğu gibi sermayenin en az dörtte birini temsil eden pay sahiplerinin toplantıda asaleten veya vekaleten hazır bulunması ve kararın çoğunlukla alınması gerekir. Genel kurulda, olumsuz karar alınması halinde dahi sermayenin en az onda birini temsil eden pay sahipleri dava açılması lehinde oy kullandıkları takdirde yine şirket tarafından dava açılması gerekmektedir. Her iki halde de bir ay içinde şirket tarafından dava açılması şarttır. Bu sürenin dolması ile dava hakkı düşmez, ancak sürenin geçmesi görevlilerin sorumluluğunu gerektirir.
Azınlığın talebiyle dava açılması halinde, azınlığa mensup pay sahipleri, dava sonuna kadar teminat olarak hisse senetlerini bir bankaya yatırmaya mecburdur. Bu mecburiyet dava açılmasına genel kurulca karar verilmesi halinde, olumlu oy kullanan hissedarlara uygulanmaz. Bu hisse senetleri şirketin dava sonucu göreceği zarar ve ziyana karşılık teminat olarak alınır. Davanın reddi halinde pay sahipleri sadece şirkete karşı tazminatla yükümlüdür.
Şirket tarafından;
- T.K.’ nın m.336 ile bu maddeye atıf yapılan diğer hallerde (T.T.K. madde 346, 381, 384, 392/II, 433),
- Yönetim Kurulu üyelerinin haksız fiillerinden dolayı sorumlu olduğu hallerde,
Yönetim Kurulu üyelerinin şahsi menfaatlerini veya yakınlarının menfaatlerini ilgilendiren hususların görüşmelerine katılmış olmaları halinde (T.T.K. madde 332), - Yönetim Kurulu üyelerinin, şirketle, şirket konusuna giren bir işlem yapma yasağına uyulmaması nedeniyle sorumlu olmaları halinde (T.T.K. madde 334),
Yönetim Kurulu üyelerinin, şirketle rekabet yasağına Yönetim Kurulu hareket etmeleri halinde (T.T.K. madde 335), - Yeni seçilen veya tayin edilen Yönetim Kurulu üyelerinin sorumluluklarını gerektiren bir halin mevcut olması halinde (T.T.K. madde 337),
- İlk Yönetim Kurulu üyelerinin inceleme mükellefiyetlerini ihmal etmeleri nedeniyle sorumlu olmaları halinde (T.T.K. madde 308, 309),
- Temsil yetkisi ve idare haklarının esas sözleşme uyarınca bir veya birkaç Yönetim Kurulu üyesine verilmiş olması ve bunların sorumluluğunu gerektiren bir durumun bulunması halinde (T.T.K. madde 319),
yönetim kurulu üyeleri aleyhine dava açılabilir.
Pay Sahiplerinin Dava Hakkı
Dolayısıyla zarar, yönetim kurulunun şirketin malvarlığını kötüleştiren pay sahiplerinin ve şirket alacaklılarının dolayısıyla zararlarına sebep olur. Gerçekten şirketin malvarlığını azaltan her davranış, hisseleri oranında pay sahiplerini olumsuz şekilde etkiler. Alacaklılarda alacaklarını tam olarak alamıyorlarsa, bu durumda bunlarda birinci derecede etkilenirler.
Yönetim Kurulu kusurlu hareketi nedeniyle şirketin uğradığı zarar, kimi zaman pay sahipleri ve şirket alacaklıları için dolayısıyla uğranılmış zarar niteliği taşıyabilir. Bu nedenle, T.T.K. bu gibi hallerin ortaya çıkması halinde pay sahiplerine dolayısıyla uğradıkları zarar nedeniyle dava açma hakkı tanımıştır (T.T.K. madde 340). Adı geçen dava doktrinde “bireysel sosyal dava” olarak adlandırılmaktadır. Çünkü dava doğuşu itibariyle bireysel fakat konu itibariyle sosyal bir davadır. Dolayısıyla zarar davasının konusu şirketin uğradığı zararın tümüdür. Dava sonucu hükmedilecek tazminatın şirkete verilmesi şarttır (T.T.K. madde 309). Bireysel sosyal dava, prensip olarak şirketçe açılacak davadan bağımsızdır. Şöyle ki; bireysel sosyal davanın açılması, şirketçe açılacak davadan farklı olarak genel kurul kararı gerektirmez. Dolayısıyla genel kurulca alınacak davanın açılması veya davadan feragat şeklindeki kararlar, bu kararlara kullandığı olumlu oy ile bağlanmamış bir pay sahibi tarafından açılacak bireysel sosyal davayı engellemez. Aynı sonuç, genel kurul tarafından alınmış Yönetim Kurulu üyelerinin ibrası veya sulh kararı için de geçerlidir.
Doğrudan doğruya zarar, Yönetim Kurulu üyelerin kusurlu fiil ve işlemleri sonucunda ortakların ve şirket alacaklılarının mal varlıklarında meydana gelen zararlardır. Bu zararlar, şirketin zararından bağımsız olduğundan, ayrıca şirketin zarara uğrayıp uğramadığının önemi yoktur. Yönetim Kurulu üyelerinin kusurları nedeniyle pay sahiplerinin ve şirket alacaklılarının doğrudan doğruya uğradıkları zarar için de dava hakları vardır. Bu davanın diğer davalardan farkı, dava konusu zararın şirketin uğradığı zarardan bağımsız olmasıdır. Bu nedenle bu davada hüküm olunacak tazminatın şirkete verilmesi söz konusu olmayıp, davacıya verilmesi esastır.
Pay sahipleri tarafından;
T.K.’nin madde 336 ile bu maddeye atıf yapılan diğer hallerde (T.T.K. madde 381, 392/II, 433),
- Temsil yetkisi ve idare haklarının esas sözleşme uyarınca bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine verilmiş olması durumunda, bunların sorumluluğunu gerektiren bir durumun bulunması halinde (T.T.K. madde 319),
- İlk Yönetim Kurulu üyelerinin inceleme mükellefiyetlerini ihmal etmeleri nedeniyle sorumlu olmaları halinde (T.T.K. madde 308, 309),
- Yeni seçilen veya tayin edilen Yönetim Kurulu üyelerinin sorumluluklarını gerektiren bir halin mevcut olması halinde (T.T.K. madde 337),
yönetim kurulu üyeleri aleyhine dava açılabilir.
Anonim Şirket Alacaklılarının Dava Hakkı
Şirket alacaklıları tarafından;
- T.K. madde 336 ile, bu maddeye atıf yapılan diğer hallerde (T.T.K. madde 381, 392/II, 433),
- Temsil yetkisi ve idare haklarının esas sözleşme uyarınca bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine verilmiş olması durumunda, bunların sorumluluğunu gerektiren bir durumun bulunması halinde (T.T.K. madde 319),
- İlk yönetim kurulu üyelerinin inceleme mükellefiyetlerini ihmal etmeleri nedeniyle sorumlu olmaları halinde (T.T.K. madde 308, 309),
yönetim kurulu üyeleri aleyhine dava açılabilir.
3. Kişilerin Dava Hakkı
Yönetim Kurulu üyeleri, görevlerini yaptıkları sırada, üçüncü kişilere karşı haksız fiil işleyebilirler. Kural olarak şirketi temsile ve idareye yetkili olanların görevlerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden şirket tüzel kişiliği sorumlu olur. Bununla beraber, şirketin rücu hakkı saklıdır (T.T.K. madde 321). Üçüncü kişilerin haksız fiilden doğan tazminat istemlerine genel hükümlerin uygulanması gerekir. Bu durumda, üçüncü kişilere karşı işlenmiş haksız fiil dolayısıyla yönetim kurulu üyelerinin sorumlu tutulabilmeleri için kusur ve bu kusur sonucunda zararın meydana gelmesi ve bunların davacı tarafından kanıtlanması şarttır (B.K. madde 41). T.T.K. madde 339 da belirtilen hallerde ve esas sermayenin arttırılmasına ilişkin hükümler (T.T.K. madde 392/II) dolayısıyla da üçüncü kişiler dava açılabilirler.