Mal Rejimi Nedir?
Eşler arasındaki mal rejimleri, 1 ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununda 202 ve 281 maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Mal rejimi kavramı, evlilik birliğinin kurulması esnasında veya evlilik birliğinin devamı sürecince, eşlerin, sahip oldukları mal varlıklarının yönetimine, tasarrufuna ve tasfiyesine ilişkin kurallar bütününü ifade eder. Düzenlemelere göre eşler arasındaki mal rejimleri “yasal mal rejimi” ve “seçimlik mal rejimleri” olmak üzere ikiye ayrılır. Yasal mal rejimi, kanunda düzenlenen başka bir mal rejiminin seçilmemesi halinde geçerli olacak mal rejimini ifade eder. Sözleşme özgürlüğü ilkesinin gereği olarak eşler, kanunun sınırları içerisinde düzenlenmiş seçimlik mal rejimlerinden mal rejimlerinden birini sözleşme yapmak suretiyle tabi olacakları mal rejimini seçebilirler.
1 ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu ile “edinilmiş mallara katılma rejimi”, yasal mal rejimi olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte eşler kanunda seçimlik mal rejimi olarak düzenlenen “mal ayrılığı rejimi”, “paylaşmalı mal ayrılığı rejimi” ve “mal ortaklığı rejimi”nden birini mal rejimi olarak seçebilirler.
Türk Medeni Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun 10. Maddesi uyarınca, 2002 yılından önce evlenmiş eşler arasında bu tarihe kadar tabi oldukları mal rejimi sözleşmesi (evlilik sözleşmesi) devam eder. Eşler, kanun yürürlüğe girdiği tarihten (1 ocak 2002) itibaren 1 yıl içinde başka bir mal rejimini seçebilirler. Bu yönce bir seçim yapılmamışsa eşler arasındaki mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimi olarak kabul edilir.
Mal rejiminin kanunda emredici olarak düzenlemesindeki amaç, yeni evlenen çiftlerin boşanma, ölüm vb. durumlarda mal varlıklarının nasıl paylaşılacağı hakkında kendi iradeleriyle anlaşma yapması, evlilik birliğinin mutluluğunu zedeleyici olabilir. (Uygulamada da zaten eşler bu durumu göz ardı etmektedir fakat tasfiye sırasında önemli bir sorun olarak karşılaşılmaktadır.) Ve bilhassa eşlerden birisinin aleyhine sözleşme yapılmasını engellemektir. Bu maksatla kanun koyucu bizzat mal rejimlerini; yasal mal rejimi ve seçimlik olarak düzenlemiştir. Taraflar, istedikleri mal rejimini ancak kanunda yazılı sınırlar içinde seçebilir, kaldırabilir veya değiştirebilirler.
Mal Rejimi Nasıl Belirlenir?
Eşler arasında mal rejişmi sözleşmesinin yapılmaması halinde yasal mal rejimi olarak düzenlenen “edinilmiş mallara katılma rejimi”nin geçerli olacağı yukarıda belirtilmişti. Bununla birlikte eşler seçimlik mal rejimlerinden birini mal rejimi olarak belirleyebilirler.
Seçimlik mal rejimi, mal rejimi sözleşmesi düzenlenerek kurulur. T.M.K. 203. madde ve devamı uyarınca mal rejimi sözleşmesi (evlilik sözleşmesi) şekil şartına bağlı iki taraflı hukuki işlemdir ve eşler arasındaki mal rejiminin belirlenmesi, sona erdirilmesi ve değiştirilmesi için düzenlenir.
Eşler, mal rejimini ancak kanunda düzenlenen sınırlar içerinde belirleyebilir. Bu nedenle eşler, sadece kanunda düzenlenen mal rejimlerinden birini seçebilir. Eşler kanunda düzenlenen mal rejimlerinin sınırlarını değiştiremeyeceği gibi yeni bir mal rejimi yaratamaz.
Mal Rejimi Türleri
Eşler evlenmeden önce ya da sonra mal rejimi sözleşmesi yapmak suretiyle geçerli olacak mal rejimini belirleyebilirler. Bununla birlikte kanun eşlerin aralarında mal rejimi sözleşmesi ile geçerli olacak mal rejimini belirlemediği durumlarda geçerli olacak yasal mal rejimini belirlemiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa göre eşler aralarındaki mal rejimini belirlememiş ise “yasal mal rejimi” olarak “edinilmiş mallara katılma rejimi” geçerli olacakltır.
Bununla birlikte eşler, seçimlik mal rejimlerinden “mal ayrılığı rejimi”, “paylaşmalı mal ayrılığı rejimi” ya da “mal ortaklığı rejimi” arasından seçim yaparak geçerli mal rejimini belirleyebilirler.
Ayrıca T.M.K. madde 206 da olağanüstü mal rejimi düzenlenmiştir. Haklı bir sebebin varlığı halinde, eşlerden birinin istemi üzerine, hakim, mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verebilir.
Edinilmiş mallara katılma rejimi, her eşin mal rejimi süresince kendi malvarlığı değerleri üzerinde kural olarak serbestçe tasarruf edebildiği, mal rejiminin sona ermesi ile diğer eşin artık değerinde katılma alacağına sahip olduğu bir mal rejimidir. Bu iki karakteristik özelliği, edinilmiş mallara katılma rejiminin temelinin mal ayrılığına dayandığını ifade ederken, edinilmiş mal kavramının da bu rejimin temel kavramı olduğunu belirtmektedir.
Mal ayrılığı rejimi, her eşin malının kendisine ait olması, diğer bir deyişle eşlerden her birinin yasal sınırlar içerisinde kendi mal varlığı üzerinde mülkiyet, yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarına bizzat sahip bulunması temeline dayanmaktadır.
Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi, gerek eşlerin malvarlıklarına ilişkin edinilmiş mal–kişisel mal ayrımını kabul etmeyerek gerekse de tasfiyenin ayın olarak yapılmasını öngörerek ve tasfiyeden dolayı eşler arasında doğacak olan bir kısım ek alacak haklarının tespitini hakkaniyet ölçüsüne bağlamak suretiyle bir tasfiye kolaylığı sağlamayı hedeflemektedir. Paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde, kural olarak eşler, yasal sınırları içinde kendi mal varlıkları üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarına sahiptirler.
Mal ortaklığı rejimi, ortaklık mallarını oluşturan malvarlığı unsurlarının kapsamına göre, “genel mal ortaklığı“; “sınırlı mal ortaklığı“, sınırlı mal ortaklığı da “edinilmiş mal ortaklığı” ve “diğer mal ortaklığı” olarak ayrımlara tabi tutulmuştur. Genel mal ortaklığında ortaklık malları eşlerin kanun gereğince kişisel malları sayılanlar dışındaki malları ile gelirlerini kapsar. Eşlerin, mal rejimi sözleşmesi ile sadece edinilmiş mallardan oluşan bir ortaklık kabul ettikleri hallerde “edinilmiş mal ortaklığı” söz konusudur. Kişisel malların gelirleri de bu ortaklığa dahildir. Eşler, mal rejimi sözleşmesi ile belirli malvarlığı değerlerini veya türlerini, özellikle taşınmaz malları, bir eşin kazancını, bir meslek veya sanat icrası için kullandığı malları ortaklık dışında tutukları takdirde ise, “diğer mal ortaklığı” rejimi söz konusu olur.
1. Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun kabulüyle, edinilmiş mallara katılma rejimi yasal mal rejimi olarak kabul edilmiştir. Kanunda “Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir.” olarak ifade edilmiştir. Yani edinilmiş mal, eşlerin kişisel malları ve evlilik süresince elde etmiş olduğu malları kapsar. Edinilmiş malların sona ermesiyle eşler kendi kişisel mallarını geri alma hakkına sahip olur.
Yasal mal rejimi, eşlerin mal rejimi sözleşmesi ile kanunun öngördüğü herhangi bir mal rejimini belirlememesi halinde tabi olacakları mal rejimini ifade etmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu uyarınca hukukumuzda yasal mal rejimi edinilmiş mallara katıma rejimdir.
Mal rejiminin başlama ve sona erme anı, edinilmiş mal kapsamına girecek mal ve değerlerin belirlenmesi ve tasfiye aşamasında malların esas alınacak değerlerinin belirlenmesi açısından önemlidir.
Edinilmiş mallara katılma rejiminin başlama anı, kanun gereği eşler mal rejimi sözleşmesi ile başka bir mal rejimi belirlememiş ise evlenme anıdır. Bununla birlikte seçimlik mal rejimlerinden birini seçmiş eşler daha sonradan yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimine geçmeye yönelik mal rejimi sözleşmesi yaparlarsa sözleşme anı başlama anıdır.
Edinilmiş mallara katılma rejiminin sona ermesi T.M.K. madde 225 de düzenlenmiştir. Buna göre edinilmiş mallara katılma rejimi ölüm veya mal rejimi sözleşmesi ile başka bir mal rejiminin seçilmesi ile sona erer. Bununla birlikte boşanma, evliliğin iptali ya da mahkeme kararı ile başka bir mal rejimine geçilmesi ile de edinilmiş mallara katılma rejimi sona erer. Burada sona erme tarihi mahkeme kararının kesinleşme tarihi değil dava tarihidir.
Edinilmiş Mal Nedir? Nasıl Belirlenir?
T.M.K. madde 2019 da edinilmiş mal kavramının tanımı yapılmıştır. Buna göre, edinilmiş mal, her eşin mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değeridir. Burada mal kavramı, teknik ve dar anlamda taşınır veya taşınmaz malları ifade etmez. Geniş anlamda her türlü parasal değere sahip hakkı ifade etmektedir.
Edinilmiş mal kavramı iki unsuru içerir. İlki mal rejiminin devamı süresince elde edilmiş olmasıdır. İkincisi ise karşılığı verilerek alınmış olmasıdır. Bu iki şart birlikte gerçekleşmediği sürece mal, edinilmiş mal olarak değerlendirilemez.
Ayrıca kanun koyucu eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen malları da eşlerin paylı malları sayarak adi bir karine getirmiştir. Buna göre kişisel mal olduğu ispat edilemeyen mallar edinilmiş mal sayılır.
T.M.K. 5 bent olarak edinilmiş malları belirlemiştir. Burada sayılan mallar örnek olarak verilmiş olduğundan bu sayılanlar dışında edinilmiş mallarda bulunabilir. Kanunda örnek olarak verilen edinilmiş mallar şunlardır;
Çalışma Karşılığı Edinmeler: Bir bedel karşılığı yapılan mesleki ve bedeni faaliyet sonucu elde edilen mal varlıklarıdır. Edinilmiş malın temelinde emek, çalışma ve işgücü esas alınır. Çalışma, fikri ve bedeni olabilir. Fakat çalışma ve emek karşılığı olmayan bağış, miras yoluyla elde edilen mallar edinilmiş mal değil kişisel maldır. Fakat bir garsonun bahşiş yoluyla elde ettiği kazanım çalışma karşılı olarak kabul edilir.
Sosyal Güvenlik, Sosyal Yardım Ve Sandık Ödemeleri: Emekli sandığı, sosyal sigortalar kurumu, bağ-kur ve personeline yardım amacıyla kurulan yardımlaşma ve dayanışma sandıklarınca yapılan ödemeler edinilmiş mal olarak kabul edilir. Yargıtay’ın uygulamada aldığı karara göre edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde alınan emekli ikramiyesi de edinilmiş maldır.
İşgücü Kaybı Tazminatları: İş kazası sonucu ödenen tazminatlar ile trafik kazası sonucu ödenen tazminatlar bu kapsama girmektedir.
Kişisel Malların Gelirleri: Kişisel malların gelirleri edinilmiş mal sayılır. Sermayenin faiz getirisi ve bitki ve hayvanlardan elde edilen yararlar bu kapsamda değerlendirilir. Unutulmaması gereken nokta, sadece mal rejimi süresince elde edilen kazanımlar edinilmiş mal olarak kabul edilir. Örneğin eşlerden birisinin evlenmeden önce mülkiyetinde bulunan bir iş yerinin ya da evin kirasının bedeli evlenme tarihine kadar kişisel mal olarak sayılırken, evlenme tarihinden sonra ise edinilmiş mal olarak sayılır. Aynı şekilde bankaya yatırılan manevi tazminat kişisel mal iken, faiz geliri edinilmiş maldır. Ancak, eşler, mal rejimi sözleşmesiyle, kişisel malların gelirlerini ve bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken mal varlığı değerlerinin mallara dahil olmayacağını kararlaştırabilirler. (T.M.K. madde 221).
Edinilmiş Malların Yerine Geçen Değerler: Edinilmiş mal satılıp yerine başka bir mal alındıysa o da edinilmiş mal olarak kabul edilir. Mesela evli çiftlerden birisi kazancını biriktirerek almış olduğu külçe altını daha sonra bozdurarak araba almışsa külçe altının edinilmiş mal olduğu gibi araba da edinilmiş mal kabul edilir. Ya da edinilmiş mal olarak kabul edilen bir arabanın kullanılamaz haline gelmesi nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen tazminat da edinilmiş maldır. Fakat bu değerler hem edinilmiş mal hem de kişisel maldan karşılanmışsa katkının oranına göre değerlendirme yapılır.
Kişisel Mal Nedir? Nasıl Belirlenir?
Kişisel mallar, T.M.K. madde 220 de sınırlı sayıda düzenlenmiş, madde 221 de ise sözleşme ile kişisel mal kabul edilebilecek mallar belirtilmiştir. Buna göre kişisel mallar şunlardır;
Kişisel Kullanıma Tahsisli Mal: Bir eşyanın kişisel eşya sayılmasında eşyanın hangi kaynaktan elde edildiğine bakılmaz bizzat eşyanın kullanım amacı esas alınır. Eşlerin edinilmiş mallarından finanse edilmiş olsa bile yalnız eşlerin kişisel kullanımına yarayan eşyalar kişisel mal olarak kabul edilir. Eşlerin ortak kullanımında olmayan eşyalar mesela, makyaj, saç düzleştirici gibi malzemeler kadının kişisel malıdır. Tıraş takımı ise erkeğin kişisel malıdır. Yine ortak kullanıma girmeyen cep telefonu da kişisel mal iken, ev telefonları kural olarak edinilmiş mal kabul etmek gerekir. Burada önemli bir nokta da şudur: Eşlerin mesleklerini icrası için gerekli olan eşya, kişisel kullanıma yarayan eşya kapsamında yer almaz. Mesela avukatın, avukatlık mesleğini icra etmekte kullandığı kitaplar, “kişisel kullanıma yarayan eşya niteliğinde değildir.” Ya da çiftçinin çiftçilik faaliyetinde kullandığı traktör ve ekipmanlar, edinilmiş mal olarak kabul edilir. Ancak eşler isterse bunu sözleşmeyle kişisel mal olarak sayılmasını da kabul edebilir.
Mal Rejiminin Başlangıcında Bir Eşe Ait Olan Mal: Evlenmeden önce malvarlıkları kime aitse onun kişisel malıdır. Mesela her bir eşin evlenmeden önce getirdiği çeyizler ya da mülkiyetinde bulunan ev, araba gibi eşyalar eşlerin kişisel malı sayılır.
Miras Yoluyla Edinilen Mallar: Edinilmiş malın devamı süresince miras yoluyla elde edilen kazançlar kişisel maldır.
Karşılıksız Kazanma: Evliliğin devamı süresince karşılıksız kazanımlar edinilmiş maldır. Ölüme bağlı olarak eşlerden bırakılan mallar kişisel mal olarak kabul edilir. Mesela vasiyet edilen mallar bu gruba girmektedir. Günlük hayatta karşılıksız kazanmaya en çok rastlanılan örnekler ise şans oyunları ve bağıştır. Ancak şans oyunlarından elde edilen kazanç doktrinde tartışmalıdır. Nitekim Yargıtay’ın son kararına göre ödeme hangi mal grubundan yapılmışsa kazanılan ikramiyenin de o mal grubuna dahil olacağıdır. Uygulamada hangi mal grubundan bedelinin karşılandığını ispatlamanın zor olması sebebiyle ve aksi ispat edilmediği takdirde bir malın edinilmiş mal kabul edileceği ilkesi gereği çoğunlukla elde edilen kazanç edinilmiş mal kabul edilecektir. Kazandırıcı zaman aşımıyla elde edilen taşınmazlar ve bulunan defineler de kişisel mal olarak kabul edilir.
Manevi Tazminat: Manevi tazminat ile kazanılan değerlerde kişisel maldır.
Kişisel Malların Yerine Geçen Değerler: Kişisel malın satılması, takas vs. yoluyla kişisel mal yerine geçen değerlerde kişisel maldır. Mesela bağış yoluyla elde edilen kazançla alınan arsa kişisel maldır.
Sosyal Güvenlik, Sosyal Yardım Ve Sandık Ödemelerinin Bakiyeleri: Sosyal güvenlik, sosyal yardım nedeniyle hak sahibi eşe ödenen tazminatların, mal rejiminin sona ermesinden sonra bakiye hayat süresine tekabül eden kısmı, hakka sahip olan eşin kişisel malıdır.
Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde Yönetim, Yararlanma ve Tasarruf Hakkı
T.M.K. madde 223’de eşlerden her birinin yasal sınırlar içinde kalmak şartı ile kişisel malları ve edinilmiş mallarını yönetme, yararlanma ve tasarrufta bulunma hakkına sahip olduğu belirtilmiş olup, bu hüküm emredici nitelikte olduğundan taraflar aksini kararlaştıramazlar. Bu ifadeye göre, her eş diğer eşin rızasını aramaksızın mal varlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarrufta bulunma hakkını kullanabilmektedir.
Bununla birlikte, paylı mülkiyete konu olan mallar üzerinde, eşlere diğer eşin rızası olmadan tasarrufta bulunma yetkisi tanınmaması noktasında sınırlandırma getirilmiştir (T.M.K. madde 223). Ancak bu hüküm emredici nitelikte olmayıp, eşler aralarında yapacakları bir anlaşmayla aksini kararlaştırabilmektedirler.
Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Tasfiyesi
Yukarıda belirtilen yollardan herhangi biri ile mal rejiminin sona ermesi sonrası tasfiye aşamasına geçilir. Tasfiye aşamasına geçilebilmesi için mal rejimin son bulması şarttır. Mal rejimin sona ermesi ile tasfiye işlemleri kendiliğinden değil talep halinde yapılır.
Taleple birlikte kişisel mallar tasfiye işlemleri dışında bırakılarak edinilmiş mallar tasfiye edilir. Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye anındaki değerlerine göre hesaplanır. Dolayısıyla öncelikle eşlerden her birinin kişisel malları ve edinilmiş mallarının, mal rejiminin sona erdiği ana göre belirlenmesi gerekir. Sonrasında da ‘artık değer‘ belirlenir ve kural olarak bu değer eşler arasında eşit olarak paylaştırılır. Artık değer, edinilmiş mallara eklenecek değerler ve kişisel mallar ile edinilmiş mallar arasında denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır.
Edinilmiş Mallara Eklenecek Değerler Ve Denkleştirmeye İlişkin Kurallar
Edinilmiş mallara eklenecek değerlerin neler olduğu T.M.K. madde 229 da düzenlenmiştir. Buna göre, edinilmiş mallara eklenecek değerler;
- Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında üçüncü kişilere yaptığı karşılıksız kazandırmalar.
- Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin payını azaltmak kastıyla yaptığı devirlerdir.
Edinilmiş malların tasfiyesinde denkleştirmeye ilişkin kurallar T.M.K. madde 230 da düzenlenmiştir. Denkleştirme, bir eşin kişisel mallarına ilişkin borçlarının edinilmiş mallardan ya da edinilmiş mallara ilişkin borçlarının kişisel mallardan ödenmesi durumunda ya da bir mal kesiminden diğer kesimdeki malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına katkıda bulunulması durumunda gündeme gelir. Bu sebeple oluşan değer artması ya da azalması sonucunda denkleştirme, katkı oranına ve malın tasfiye zamanındaki değerine veya mal daha önce elden çıkarılmışsa hakkaniyete göre yapılır.
Eşlerden birinin diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunması durumunda tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında sahip olacağı alacak hakkı “değer artış payı” olarak tanımlanır. Değer artış payının istenebilmesi için edinilmiş mallara katılma rejiminin sona ermesi gerekir. Mevcut mal rejimi sona ermeden değer artış payı istenemez. Değer artış payı alacağı ile denkleştirme alacağı kavramları benzer görünmekle birlikte tamamen farklıdır.
Kural olarak artık değer, eşler arasında eşit olarak paylaştırılır, ancak eşler yapacakları bir mal rejimi sözleşmesiyle başka bir paylaşım esasını, eşlerin ortak olmayan çocuklarının ve onların saklı paylarını zedelememeleri şartıyla kabul edebilirler.
T.M.K. 241. maddeye göre; tasfiye sırasında, borçlu eşin malvarlığı veya terekesi, katılma alacağını karşılamadığı takdirde, alacaklı eş veya mirasçıların, edinilmiş mallarda hesaba katılması gereken karşılıksız kazandırmaları, bunlardan yararlanan üçüncü kişilerden eksik kalan miktarla sınırlı olarak isteme hakkına sahiptirler.
2. Mal Ayrılığı Rejimi
4721 Sayılı Türk Medeni Kanununa göre eşler, herhangi bir mal rejimi seçimi yapmadığında edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olmuş sayılırlar. Bununla birlikte eşler “seçimlik mal rejimleri” olarak düzenlenen “mal ayrılığı rejimi”, “paylaşmalı mal ayrılığı rejimi” ve “mal ortaklığı rejimi” arasından seçim yapabilirler.
Bununla birlikte 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden itibaren 1 yıl içinde herhangi bir mal rejimini seçmeyen eşlere uygulanacak mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimi olmakla birlikte 01.01.2002 tarihine kadar geçerli olacak mal rejimi 743 Sayılı Eski Medeni Kanunda yasal mal rejimi olarak kabul edilen mal ayrılığı rejimidir.
Mal ayrılığı rejiminde her eşin malı kendisine aittir. Dolayısıyla eşlerden her biri yasal sınırlar içinde kalmak kaydıyla kendi mal varlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf hakkına sahiptir. Eşlerin kendi mal varlıkları üzerindeki yararlanma, yönetim ve tasarruf yetkisinin kullanımına ilişkin özensizliklerine bağlı olarak birbirlerine yönelik olarak doğrudan sorumlulukları vardır. Ancak eşlerin yararlanma, yönetim ve tasarruflarındaki özensizlikleri evlilik birliğini tehlikeye attığı ölçüde eşlerin evlilik birliğini koruyucu tedbirlere başvurma hakları saklıdır.
Her eş kendi malvarlığına sahip olmakla beraber, eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar paylı mallardır. Kanun koyucu, belirli bir malın eşlerden birine ait iddia eden kimseyi iddiasını ispat etmekle yükümlü kılmıştır. Bu malın kime ait olduğu ispat edilemezse, kime ait olduğu belli olmayan mal hakkında kanunda her iki eşin paylı mülkiyetinde olduğu yönünde bir karine mevcuttur. Eşler aksi kanıtlanmadıkça bu mallarda yarı yarıya pay sahibi olacaklarıdır.
Mal ayrılığı rejimi eşlerden birinin ölümü, eşlerin başka bir mal rejimi kabul etmeleri ve evliliğin boşanma veya iptal sebebiyle sona ermesi hallerinde sona erer. Mal ayrılığı rejiminin tasfiyesi her bir eşin kendi malını almasıyla gerçekleşir.
T.M.K. bazı durumlarda olağanüstü mal rejimi olarak eşler arasındaki mal rejimin mal ayrılığına dönüşmesi durumunu düzenlemiştir.
3. Mal Ortaklığı Rejimi
Mal ortaklığı rejimi, ortaklık mallarını oluşturan malvarlığı unsurlarının kapsamına göre, “genel mal ortaklığı“; “sınırlı mal ortaklığı“, sınırlı mal ortaklığı da “edinilmiş mal ortaklığı” ve “diğer mal ortaklığı” olarak ayrımlara tabi tutulmuştur.
Genel mal ortaklığında, ortaklık malları eşlerin kanun gereğince kişisel malları sayılanlar dışındaki malları ile gelirlerini kapsar. Eşlerin mal rejimi sözleşmesi ile sadece edinilmiş mallardan oluşan bir ortaklık kabul ettikleri hallerde “edinilmiş mal ortaklığı” söz konusudur. Kişisel malların gelirleri de bu ortaklığa dahildir.
Eşler mal rejimi sözleşmesi ile belirli malvarlığı değerlerini veya türlerini, özellikle taşınmaz malları, bir eşin kazancını, bir meslek veya sanat icrası için kullandığı malları ortaklık dışında tutukları takdirde ise, “diğer mal ortaklığı” rejimi söz konusu olur.
Genel mal ortaklığı türünde, eşlerin kanun gereği kişisel mal sayılan mallarının, yani eşlerden her birinin sadece kişisel kullanımına ayrılmış olan eşyaları ve manevi tazminatların dışındaki bütün malları onların mülkiyetinden çıkarak hukuki bir kül, bir birlik oluştururlar. Eşler ortaklık malları denen bu toplama elbirliği (iştirak) mülkiyeti halinde, yani bölünmemiş bir bütün olarak malik olurlar. Eşler kendi mülkiyetlerindeki kişisel malları üzerinde mülkiyet hakkında sahiptirler.
Olağan yönetim işlerinde eşlerden her biri ortaklık mallarını yönetme hakkına sahiptir. Ancak eşler ortaklık mallarını evlilik birliğinin yararına uygun yönetmekle yükümlüdürler. Olağan dışı yönetim işlerinde ise, eşler ancak birlikte ve biri diğerinin rızasını almak suretiyle hareket edebilirler ve ortaklığı yükümlülük altına sokabilirler. Bununla birlikte eşlerden her biri kendi kişisel malını yönetme hakkına sahiptir.
Ortaklık mallarından eşler ortaklaşa yararlanırlar. Eşler, ortaklık mallarının gelirlerine de ortaktırlar. Eşler kendi mülkiyetlerinde ki kişisel mallarından kanuni sınırlara uymak kaydı ile serbestçe yararlanabilirler.
Eşlerden her biri, olağan yönetim sınırları içinde kalmak şartıyla ortaklık malları üzerinde yapacağı tasarrufla ortaklığı yükümlülük altına sokabilir. Olağan yönetim dışında kalan işlerde ise eşler ancak birlikte tasarrufta bulunabilirler.
Eşlerden biri ortaklık malları üzerinde diğerinin rızasını almadan bir tasarruf işlemi yaparsa, diğer eş iyiniyetli üçüncü kişilere karşı kendi rızasının bulunmadığını ileri süremez. Zira kanun koyucu iyiniyetli üçüncü kişileri korumak ve işlem güvenliğini korumak gayesiyle hareket etmiştir.
Eşler, ortaklığın gelişmesi için, iyiniyet esasları dairesinde birbirine yardım görevi altına girmişlerdir. Bu gelişmeyi sağlamak için ortaklık mallarında tasarruf hususunda gereken rızayı esirgememekte onlara düşen ödevler arasındadır.
Eşlere düşen bir başka ödevde, mirasın kabulü yada reddi aşamasında ortaya çıkmaktadır. Eşlerden biri diğerinin rızası olmadan ortaklık mallarına girecek bir mirası reddedemez. Öte yandan bir eş borca batık mirası diğer eşin rızası olmaksızın kabulde edemez.
Mal ortaklığı rejimi, eşlerden birinin ölümü, eşlerin başka bir mal rejimini kabul etmeleri, evliliğin boşanma veya iptal sebebiyle sona ermesi ve mevcut rejimin hakimin kararıyla mal ayrılığına dönüştürülmesi hallerinde sona erer. Sona erme üzerine ortaklığın tasfiyesi işlemine geçilir; burada malların değerlendirilmesi aşamasında tasfiye anı esas alınır.
Mal ortaklığı rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabul edilmiş olması sebebiyle sona ermiş olması halinde, her eşe ve mirasçılarına ortaklık mallarının yarısı verilir. Mal ortaklığı rejimi, boşanma veya evliliğin iptali sebebiyle yahut kanun yada mahkeme kararı gereğince mal ayrılığı rejimine geçilmiş olması sebebiyle sona ermişse, her eş edinilmiş mallara katılma rejimi gereğince kişisel malları sayılan olanları ortaklık mallarından geri alır. Geriye kalan mallar ortaklık malı sayılarak yarı yarıya paylaştırılır.
4. Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi
4721 sayılı Türk Medeni Kanununa göre eşler, herhangi bir mal rejimi seçimi yapmadığında edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olmuş sayılırlar. Bununla birlikte eşler “seçimlik mal rejimleri” olarak düzenlenen “mal ayrılığı rejimi”, “paylaşmalı mal ayrılığı rejimi” ve “mal ortaklığı rejimi” arasından seçim yapabilirler.
Paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde, kural olarak eşler, yasal sınırları içinde kendi mal varlıkları üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarına sahiptirler. eşlerden her biri, ister evlilik evresinde edinilmiş olsunlar, ister kişisel mal niteliğinde olsunlar kendi malları üzerinde yasal sınırları içerisinde mülkiyet hakkına sahiptirler.
Bu mal rejiminde üç türlü mal vardır. Bunlardan birincisi, mülkiyeti eşlerden hangisinde olursa olsun, rejim sona erip tasfiye edilirken eşler arasında yarı yarıya paylaşım konusu olacak mallardır. Bunlara paylaştırma konusu mallar diyebiliriz. İkinci tür mallar, tasfiyede eşler arasında paylaşım konusu olmayacak mallardır ki, kanun koyucu bunları paylaştırma dışı kalan mallar olarak isimlendirmektedir. Üçüncü tür mallar ise, her iki eşin paylı mülkiyetinde sayılan mallardır ki, bunlara da paylı mallar diyebiliriz. Paylı mallar, eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallardır.
Paylaşmalı mal ayrılığı rejimi de diğer mal ayrılığı rejimleri gibi eşlerden birinin ölümü, eşlerin başka bir mal rejimini kabul etmeleri, evliliğin boşanma veya iptal sebebiyle sona emesi ve nihayet mevcut mal rejiminin hakimin kararıyla mal ayrılığına dönüştürülmesi ile son bulur.
Paylaşmalı mal ayrılığı rejiminin tasfiyesinde her eş kendi mülkiyetinde bulunan malı geri alır. üstün yararı olduğunu ispat eden eş, diğer eşe payının ödeme günündeki karşılığı ödemek suretiyle paylı malın kendisine özgülenmesini talep edebilir.
Eşlerden biri, diğerine ait olup paylaştırma dışlı kalan bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç yada uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, mal rejiminin sona ermesi halinde, katkısı oranında hakkaniyete uygun bir tazminat talep edebilir. Aynı istem paylaştırma dışı kalan malın yerine geçen değerler içinde geçerlidir. Kanunun “katkıdan doğan hak” dediği bu hak edinilmiş mallara katılma rejiminde “değer artış payı” olarak isimlendirilmektedir.
T.M.K. madde 250 de ailenin ortak kullanım ve yararlanmasına özgülenmiş mallar ve ailenin ekonomik geleceğini güvence altına almaya yönelik yatırımlar “paylaştırma konusu mallar” olarak düzenlenmiştir.