Çalışma hayatının düzenlenmesinde iş sağlığı ve güvenliğinin ve çağdaş toplumlarda ki sosyal devlet anlayışının bir sonucu olarak bizim ülkemizde de dinlenme hakkı Anayasal güvence altına alınmıştır. Anayasanın 50. Maddesinde “Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz. Küçükler ve kadınlar ile bedenî ve ruhî yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar. Dinlenmek, çalışanların hakkıdır. Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir.” ifadesi ile çalışma şartları ve dinlenme hakkını düzenleyen temel ilkeler tesis edilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında temel bir ilke olarak güvence altına alınan dinlenme hakkı yasa koyucu tarafından 4857 Sayılı İş Kanunu ile ayrıntılı hale getirilmiştir. İş kanunun 68. maddesine göre;
Ara dinlenmesi günlük çalışma süresinin ortalama bir zamanında o yerin gelenekleri ve işin gereğine göre ayarlanmak suretiyle işçilere;
- Dört saat veya daha kısa süreli işlerde on beş dakika,
- Dört saatten fazla ve yedi buçuk saate kadar (yedi buçuk saat dahil) süreli işlerde yarım saat,
- Yedi buçuk saatten fazla süreli işlerde bir saat,
ara dinlenmesi verilir.
Bu dinlenme süreleri en az olup aralıksız verilir. Ancak bu süreler, iklim, mevsim, o yerdeki gelenekler ve işin niteliği göz önünde tutularak sözleşmeler ile aralı olarak kullandırılabilir. Dinlenmeler bir işyerinde işçilere aynı veya değişik saatlerde kullandırılabilir. Ara dinlenmeleri çalışma süresinden sayılmaz.
Ara dinlenmesi kavramı işçilerin dinlenme ve yemek-içmek gibi temel ihtiyaçlarının karşılayabilmeleri amacıyla çalışma süreleri içerisinde ve fakat çalışma süresinden sayılmayan bir dinlenme süresi olarak tanımlanabilir. Yukarı değindiğimiz 4857 Sayılı İş Kanunu 68. maddesinde günlük çalışma süresinin içerisinde işyerinin ve işin koşulları da dikkate alınarak işçilere ara dinlenmesinin yaptırılması gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu durum İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği 3/II. Maddesinde de “Ara dinlenmeleri, iklim, mevsim, yöredeki gelenekler ve işin niteliği göz önünde tutularak, yirmi dört saat içinde kesintisiz on iki saat dinlenme süresi dikkate alınarak düzenlenir” ifadesi ile ayrıntılı olmayacak şekilde yer almıştır.
Çocuk ve genç çalışanların ara dinlenmeleri ile ilgili 4857 Sayılı İş Kanunu’nda ayrı bir düzenleme yer almamıştır. Bu hususta 5457 sayılı Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik 6/IV. maddesinde gerekli düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre;
- 2 saatten fazla 4 saatten az süren işlerde 30 dakika,
- 4 saatten 7,5 saate kadar olan işlerde ise 1 saat ara dinlenilmesinin verilmesi,
- Ara dinlenmelerinin tespitinde yine yetişkinlerden farklı olarak 24 saatlik zaman diliminde, kesintisiz 14 saat dinlenme süresi dikkate alınarak belirlenmesi,
gibi kriterler getirilmiştir.
Genel olarak İş Kanunu’nda 11 saatlik günlük azamı çalışması süresi 3 kademeli bir ara dinlenmesi sistemi getirilmesine karşın, Yargıtay kararlarında kanunda olmamasına rağmen 11 saatten fazla çalışmanın yaptırıldığı durumları fazla çalışma sayıp buna bağlı olarak 4. kademe ara dinlenmeyi benimsemiş ve mevzuatımıza katmıştır. Buna göre kanun koyucunun 7,5 ile 11 saat arası çalışmalar için en az 1 saat ara dinlenmesinin öngördüğü sistemde, 11 saatten fazla çalışmalarda ara dinlenmesinin 1,5 saat olarak belirlenmesine hükmetmiştir.
İş Kanunu ve Çalıma Süreleri Yönetmeliğindeki hükümlerden hareketle ara dinlenmesinin çalışma süresinden sayılmayacağı, ancak sözleşmelerle ara dinlenmelerinin çalışma süresinden sayılabileceği kabul edilmektedir. Yargıtay karalarında da bu durum kabul edilmiştir. Öte yandan ara dinlenmesini düzenleyen mevzuata göre ara dinlenmesi aralıksız olarak kullandırılması gerekmekte, sadece iklim, mevsim, o yerdeki gelenekler ve işin niteliğine göre sözleşme ile ara dinlenmesinin kısımlar halinde kullandırılması imkân dahilinde olabileceği kabul edilmektedir. İş yerinde çalışan personelin tamamının aynı zamanda ara dinlenmesini kullanması zorunluluğu bulunmamaktadır. İşveren çalıştırdığı personelini işletmesinin ya da işin durumuna göre ara dinlenmesini kullanacak çalışanlarını bölümleyebilmektedir. Fakat burada işverenin çalışanlarına ne zaman ara dinlenmesini kullanacaklarını her bir personeli için ilan etmiş olması önemlidir.
Ara dinlenmesinin çalışma zamanının içerisinde ne zaman kullandırılacağının bir düzenlemesi bulunmamasına karşın İş kanunda geçtiği üzere ara dinlenmesi “günlük çalışma süresinin ortalama bir zamanında” kullandırılması gerekmektedir. Kavramsal olarak ara dinlenmesi işçinin çalışma süresi içerisinde fiziksel ve psikolojik olarak etkin bir şekilde dinlendirilmesini temin etmesi gerektiğinden hareketle belli bir çalışma süresinin geçmesinden sonra kullandırılmasının amaca hizmet edebileceği düşünülmektedir. Bu doğrultuda Yargıtay’ın vermiş olduğu bir kararda da “Ara dinlenme süresinin, işe ara dinlenme süresi kadar geç başlama veya aynı süreyle erken bırakma şeklinde kullandırılması doğru olmaz. Ara dinleme süresinin günlük çalışma süresinin çalışma içinde belli bir zamanda amaca uygun şekilde kullandırılması gerekir” değerlendirmesi yapılmıştır.
Ara dinlenmesinde kural olarak işçi bu süreyi serbestçe geçirebilmeli, dilerse bu süre zarfında işyeri dışında da bulanabilmeli, bu mümkün olmuyorsa işçi ara dinlenmesinde işyerinde bulunsa da ilke olarak burada geçireceği süreyi çalışma yaptırılmadan veya işi yaptırmak üzere hazır bekletilmeden serbestçe kullanabilmelidir. Aksi durumda ara dinlenmesi sırasında işveren tarafından çıkacak bir iş için işçiler hazır bekletiliyor ise bu süre çalışma süresinden sayılacaktır. Yargıtay emsal kararlarına göre ara dinlenmesinin işyerinde geçirilmesi tek başına çalışma süresinden sayılması için yeterli olmamakta, bu sürede fiilen çalıştığının ya da çalıştırılmak üzere hazır bekletildiğinin ispat edilmesi gerekmektedir. Ara dinlenmesi hususunda son olarak şunu belirtmek gerekir ki; ara dinlenmesine ilişkin düzenlemelere işverenin uymaması durumunda iş kanunun 68 ve 104. maddeleri uyarınca işverene idari para cezası verilebilmektedir.
Haftalık çalışma süresi ne kadardır?
İşçinin işyerinde çalışma süresi 4857 sayılı İş Kanunu madde 63 uyarınca en çok 45 saattir. Kanunda ön görülen istisnalar dışında 45 saatlik çalışma süresi çalışma günlerine eşit olarak bölünerek uygulanır.
Devlet memurları, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca haftada 5 gün 40 saat çalışma süresine tabidir.
4/D kapsamında çalışan işçilere ise 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununa tabi olmadıklarından haftalık 45 gün çalışma süresi uygulanır.
Haftalık çalışma süresi artırılabilir mi?
Haftalık çalışma süresi 45 saatin altında belirlenebilir. Ancak 45 saatten fazla belirlenemez.
Çay ve kahve molası dinlenme süresi olarak hesaplanır mı?
Çeşitli sebeplerle işyerlerinde çalışanlara çay, kahve ya da ihtiyaç molası verilebilmektedir. Bu süreler de ara dinlenmesi olarak hesaplanır. Örneğin bir işyerinde 1 saat yemek, 15 dakika çay molası uygulanırsa o işyerinde ara dinlenme süresi 1 saat 15 dakika olarak hesaplanır.
Ara dinlenmesi ya da molalar bölünebilir mi?
Ara dinlenme ya da mola süreleri kesintisiz uygulanır. Ancak ara dinlenme süreleri iklim, mevsim ya da işin niteliğine göre aralıklı kullandırılabilir.
Ara dinlenme ya da molalarda işyerinde bulunmak zorunlu mudur?
İşçi ara dinlenme süresinde tamamen serbesttir. Bu süreyi iş yerinde geçirebileceği gibi işyeri dışında da geçirebilir.
Ara dinlenme ya da molalarda çalışan işçiye ücret ödenir mi?
İşçi işyerinde ara dinlenme süresi ya da mola verilmeden çalışıyorsa çalıştığı bu sürelere ilişkin normal ücret ödenir. Ancak işçiye, haftalık 45 saati aşan çalışma süreleri için %50 zamlı ücret ödenir.
İşçinin günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışması beklenemez. Gün içinde işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı vardır.
Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanunu’nun 68. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. 4857 sayılı Kanun’un 63. maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68. maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan (onbir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.
Ara dinlenme için ücret ödenmesi gerekmez. Ancak, bu süre işçiye dinlenme zamanı olarak tanınmamışsa, işçinin normal ücretinin ödenmesi gerekir. Bu sürenin haftalık kırkbeş saati aşan kısmını oluşturması halinde ise zamlı ücret ödenmelidir.
Ara dinlenme süreleri kural olarak aralıksız olarak kullandırılır. Ara dinlenmesinin kullandırılması zorunlu ise de, bunun kullanılacağı zamanı belirlemek işverenin yönetim hakkıyla ilgilidir. İşçilerin tamamı aynı anda ara dinlenme zamanını kullanılabileceği gibi, belli bir plan dahilinde sırayla kullanmaları da mümkündür. Ancak ara dinlenme süresinin, işe, ara dinlenme süresi kadar geç başlama veya aynı süreyle erken bırakma şeklinde kullandırılması doğru olmaz. Ara dinlenme süresinin günlük çalışma içinde belli bir zamanda amaca uygun şekilde kullandırılması gerekir.
İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliğinin 3. maddesinin ikinci fıkrasında, ara dinlenmelerinin iklim, mevsim, yöredeki gelenekler ve işin niteliğine göre yirmidört saat içinde kesintisiz oniki saat dinlenme süresi dikkate alınarak verileceği hükme bağlanmıştır. Değinilen maddenin birinci fıkrasında ise, ara dinlenme süresinin çalışma süresinden sayılmayacağı açıklanmıştır.
Davacı, hizmet zammı fark alacağı ile fazla mesai alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Ara dinlenmesi için ücret ödenmesi gerekmez. Ancak, bu süre işçiye dinlenme zamanı olarak tanınmamışsa, işçinin normal ücretinin ödenmesi gerekir. Bu sürenin haftalık 45 saati aşan kısmını oluşturması halinde ise, zamlı ücret ödenmelidir.
Ara dinlenme süreleri kural olarak aralıksız olarak kullandırılır. Ara dinlenmesinin kullandırılması zorunlu ise de bunun kullanılacağı zamanı belirlemek işverenin yönetim hakkıyla ilgilidir. İşçilerin tamamı aynı anda ara dinlenme zamanını kullanılabileceği gibi, belli bir plan dahilinde sırayla kullanmaları da mümkündür. Ancak ara dinlenme süresinin, işe, ara dinlenme süresi kadar geç başlama veya aynı süreyle erken bırakma şeklinde kullandırılması doğru olmaz. Ara dinlenme süresinin günlük çalışma içinde belli bir zamanda amaca uygun kullandırılması gerekir.
Somut olayda davacının günde sekiz saat fiilen çalıştığı kabul edilerek fazla mesai alacağı hüküm altına alınmıştır. 1475 sayılı İş Yasası’nın 64, 4857 sayılı İş Yasası’nın 68. maddesi gereğince ara dinlenme kullandığı kabul edilerek fiili çalışma süresinin hesaplanması gerekirken aralıksız çalıştığı kabul edilerek hüküm kurulması hatalıdır.