Doktorun sadakat ve özen yükümlülüğü nedir?
Hekimlik sözleşmesi kaynaklı yükümlülüklerin bir diğeri de, “sadakat ve özen gösterme yükümlülüğü“ dür. Hekim, hastasıyla yaptığı hekimlik sözleşmesi gereği, hastasına sadakat borcu altındadır. Hekim, teşhis ve tedavi faaliyetinde bulunurken 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 506 uyarınca sadakat ve özenle hareket etmek mecburiyetindedir.
Sadakat borcu, hekimin hastanın sağlığını korumak için gerekli her şeyi yapması, zarar verecek şeylerden ise kaçınmasını ifade eder. Taahhüt edilen işin müvekkilin menfaat ve iradesine uygun şekilde görülmesi esasının bir sonucu olan sadakat borcu, aslında bir üst kavramdır. Özellikle 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 502 ve devamı maddeleri anlamındaki hekimlik sözleşmesi bakımından “sır saklama, müvekkilin yeni bir tutum izlemesini gerektirecek olayları kendisine bildirme, hesap verme ve alınan şeyleri iade” gibi diğer bir kısım yükümlülükler sadakat yükümlülüğünden doğarlar.
Sadakat ve özen yükümlülüğü, borçlusu olan hekim, sadakat yükümlülüğünün bir gereği olarak hastaya karşı dürüst davranmalı, onun güvenini sarsacak davranışlardan kaçınmalıdır. Hekim teşhis ve tedavi faaliyetini gerçekleştirirken sadece kendi sanatının kurallarına uygun şekilde davranmakla yetinmemeli, somut olay bakımından hastanın kişiliğini de göz önünde tutmak suretiyle özel bir anlayış göstermelidir. Hayat, beden bütünlüğü, sağlık gibi en üstün kişilik değerleri tasarrufuna bırakıldığı için hekimin menfaati ile hastanın menfaati çatıştığında, kendi çıkarlarından belirli bir ölçüde de olsa fedakarlıkta bulunabilmelidir. Özellikle hekim kendi parasal çıkarını hastanın çıkarından hiç bir zaman üstün tutmamalıdır. Salt tedavi ücretini artırabilmek için hastaya yanlış bilgi verilmesi veya tedavinin gereksiz şekilde uzatılması, sadakat borcunu ihlal eder. Aynı şekilde, amaca elverişli olmadığı bilinen bir teşhis ve tedavi sırf ücret almak için uygulanmamalıdır.
Hekim, hastanın teşhis ve tedavisini gerçekleştirirken, sadakat yükümlülüğü yanında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 506 uyarınca özenli hareket etmekle de yükümlüdür. Hekim ile hasta arasında yapılan hekimlik sözleşmesinin hukuki niteliğinin, vekalet sözleşmesi olmasından dolayı vekalet sözleşmesinde düzenlenen vekilin özen borcu hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Vekalet sözleşmesi bakımından özen borcu, “vekilin, iş görme ile hedef tutulan sonucun başarılı olması için hayat deneylerine ve işlerin normal akışına göre gerekli girişim ve davranışlarda bulunması ve başarılı sonucu engelleyecek davranışlardan kaçınması”dır. Özen borcu, teşhis ve tedavi sözleşmesinden doğan diğer borçlar bakımından genel nitelik taşır.
Yani, hekimler, öteki borçlarını da ifa ederken de hep özenli hareket etmek mecburiyetindedirler. Hekimlerin göstermekle yükümlü oldukları ihtimamın derecesini, Türk Borçlar Kanununda vekalet sözleşmesinde yapılan son değişiklikle kanun koyucu, işçinin göstermekle yükümlü olduğu özenden ayrılmıştır. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 506/III uyarınca “Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır.”. Yapılan bu düzenleme yerinde olmuştur. Yapılan değişiklikle her meslek grubunda çalışan basiretli bir kişinin ölçü alınması daha hakkaniyete uygun sonuçlar doğuracaktır. Buradan hareketle diş hekimin göstermesi gereken özen kendi alanında iş ve hizmet üstlenen bir hekimin göstermesi gereken özendir. Yapılan bu değişiklikle vekilin özen borcu objektifleştirilmiştir.
Her ne kadar hasta ve hekim arasındaki ilişkileri, hekimin özen ve aydınlatma yükümlülüğü belirlese de, hekimin dosyalama yükümlülüğü asıl edim olan tedavi ediminin yan yükümleri olarak düzenlenmiştir. Dosya tutma yükümlülüğü hukuki olarak hekimin veya hastanın iddialarını ispatlamalarında ve birçok yanlış ve gereksiz belgelerle karşılaşmaktan koruması açısından önem arz eder.
Türk Hukukunda söz konusu yükümlülük ve bu yükümlülüğün sınırları ayrıca düzenlenmiş değildir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu madde 508, vekilin asile hesap verme yükümlülüğünden bahsetmektedir. Bunun vekil durumunda olan hekimin yapmış olduğu önleyici ve koruyucu faaliyetleri hakkında hastaya veya kanuni temsilcisine açıklama yapması anlamına geldiğini söyleyebiliriz. Bunun için de hekim, gerekli tıbbi dokümantasyonları, hazırlama yükümlülüğü altındadır. Tıbbi dokümantasyonlar; anemnez (hastalık öyküsü) hastanın rahatsızlıklarını içeren belgeleri ve bunların sonuçlarını kapsar. Böylece bir müdahaleye girişilmişse, hasta öyküsü (anemnez), hastalığın teşhisi, hastaya hastalığı hakkında yapılan aydınlatma metni, hastaya uygulanacak olan tedavi metodu ve tarzı, hastaya tavsiye edilen bakım tedbirleri, kullanması için önerilen ilaçlar, yapılan konsültasyonlar, tahliller, röntgen filmleri, EKG, varsa ameliyatı gösterir CD’ler ve diğer belgeler hasta dosyasının içinde mevcut olmalıdır. Bu dosyaların düzenlenmesi herhangi bir şekle tabi değildir. Esas itibariyle mühim notların alınması ve bu notların daha sonra genişletilmesi yeterlidir. Dolayısıyla, hekim tedavi sonuçlarına ilişkin hususları özenle kaydetmek mecburiyetindedir. Buna ek olarak da tedavi faaliyeti süresince tuttuğu veya kendisine hasta tarafından tevdi edilen kayıt ve belgeleri özenle saklamak mecburiyetindedir.
Doktorların sadakat ve özen yükümlülüğü neden önemlidir?
Doktorların sadakat ve özen yükümlülüğü, hekimlik mesleğinin temel prensiplerinden biridir ve hekimlerin hasta bakımında doğru davranışlar sergilemesini sağlar. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmesi, hasta güvenliğini ve kaliteli sağlık hizmeti sunumunu sağlar.
Sadakat yükümlülüğü, hekimin hasta ile arasındaki güven ilişkisinin temelini oluşturur. Bu yükümlülük, hekimin hastanın çıkarlarını öncelikli tutmasını ve onun sağlık durumunu korumak için gerekli tüm önlemleri almasını gerektirir. Hekimin, hastanın mahremiyetine saygı göstermesi, hastanın tedavisinde tam bir dürüstlük ve şeffaflık sergilemesi, hasta ile iletişiminde açık ve anlaşılır olması sadakat yükümlülüğünün temel özellikleridir.
Özen yükümlülüğü ise hekimin hastalara karşı yükümlülüklerini yerine getirirken, mesleki standartlara ve kabul edilen tıbbi uygulamalara uygun davranmasını gerektirir. Hekimlerin hastalarına karşı sorumlulukları arasında doğru tanı koyma, uygun tedavi yöntemleri seçme, hastaları bilgilendirme, tıbbi kayıtların düzenlenmesi gibi konular yer alır. Hekim, hastanın durumunu doğru bir şekilde değerlendirmeli, tanı koyma ve tedavi yöntemlerinde gerekli özeni göstermeli, hastanın sağlık durumu hakkında doğru ve eksiksiz bilgi vermelidir.
Sadakat ve özen yükümlülükleri, hekimlerin mesleki etik değerlere uygun davranmalarını sağlar. Bu değerler, hasta güvenliğini, tıbbi uygulamaların doğruluğunu ve hekim-hasta ilişkisinde güveni sağlamada önemlidir. Bu nedenle, hekimlerin bu yükümlülükleri her zaman yerine getirmesi önemlidir.
Doktorlar hangi durumlarda sadakat ve özen yükümlülüğünü ihlal ederler?
Doktorlar, sadakat ve özen yükümlülüklerini bir dizi etik ve yasal kural çerçevesinde yerine getirmelidirler. Ancak bazı durumlarda, doktorlar bu yükümlülüklerini ihlal edebilirler. İşte doktorların sadakat ve özen yükümlülüklerini ihlal edebilecek bazı durumlar:
Hastanın özel bilgilerini ifşa etme: Doktorlar, hastalarının özel bilgilerini ifşa etmekle yasal sorumludur. Bu, hastanın mahremiyetine saygı göstermeyen, tıbbi sırları açıklayan veya başkalarının bilgiye erişmesine izin veren herhangi bir durumu kapsar.
Yanlış veya hatalı tedavi: Doktorlar, hastalarının tıbbi durumlarına uygun olmayan, gereksiz veya yanlış tedaviler uygulayarak onların hayatını riske atabilirler. Bu, hastanın yararına değil, doktorun kazançlarına veya yanlış tıbbi kararlara dayanabilir.
Sorumsuz reçeteler: Doktorlar, hastalarına uygun olmayan veya gereksiz ilaçlar reçete ederek, hastaların sağlığına zarar verebilirler. Bu, doktorun ilaç şirketlerinden para aldığı veya başka bir menfaat sağladığı durumlar da dahil olabilir.
Mesleki ihmalkarlık: Doktorlar, hastalarının sağlığına zarar verebilecek ihmal veya ihmalkarlık durumlarında yasal sorumludur. Bu, hastanın tıbbi durumunu doğru bir şekilde anlamayan veya yanlış teşhis koymaya neden olan durumlar gibi durumları da içerebilir.
Doktorların sadakat ve özen yükümlülüklerinin ihlali, hastaların sağlığına ciddi zararlar verebilir ve doktorların mesleki itibarını da ciddi şekilde etkileyebilir. Bu nedenle doktorlar, bu yükümlülüklerine sadık kalarak etik ve yasal sorumluluklarını yerine getirmelidirler.
Bir doktor, hastasına karşı sadakat ve özen yükümlülüğünü ihlal ettiğinde ne gibi yaptırımlarla karşılaşabilir?
Bir doktor, hastasına karşı sadakat ve özen yükümlülüğünü ihlal ettiğinde bir dizi yaptırımla karşı karşıya kalabilir. Bu yaptırımların ciddiyeti ihlalin ciddiyetine ve sonuçlarına göre değişebilir. İşte doktorun sadakat ve özen yükümlülüğünü ihlal etmesi durumunda karşılaşabileceği olası yaptırımlar:
Disiplin Soruşturması: İhlal durumunda, ilgili meslek kuruluşları (örneğin, Türk Tabipleri Birliği) doktorun davranışını inceler ve uygun gördükleri takdirde disiplin soruşturması açar. Disiplin soruşturması sonunda doktor disiplin cezası alabilir.
Tazminat Davaları: Bir doktorun sadakat ve özen yükümlülüğünü ihlal etmesi, hastanın zarar görmesine neden olabilir. Bu durumda, hasta veya ailesi doktora tazminat davası açabilir.
Meslekten Men: İhlal sonucunda meslek kuruluşları, doktorun meslekte kalmasının uygun olmadığına karar verebilirler ve doktoru meslekten men edebilirler.
Ceza Davası: Doktor, hastasına karşı sadakat ve özen yükümlülüğünü ihlal etmek suretiyle bir suç işlemişse, suçun türüne ve ciddiyetine bağlı olarak hakkında yürütülecek soruşturma sonrası hapis cezası alabilir.
Lisansın İptali: Doktor, hastasına karşı sadakat ve özen yükümlülüğünü ihlal etmek suretiyle, lisansının iptal edilmesine neden olacak şekilde hareket ettiyse, meslek kuruluşları lisansını iptal edebilirler.
Doktorların özen yükümlülüğü, hangi durumlarda ve nasıl sınırlanabilir?
Doktorların özen yükümlülüğü, mesleklerindeki geniş yelpazeli görevleri nedeniyle farklı şekillerde sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, doktorların hastalarına verdiği hizmetlerin türüne, hastanın durumuna ve diğer faktörlere göre değişebilir. Aşağıda özen yükümlülüğünün hangi durumlarda ve nasıl sınırlanabileceği hakkında daha ayrıntılı bilgi verilmiştir:
Hastanın Reddi: Doktor, hastanın tedavi veya testlere girmek konusunda açıkça reddetmesi durumunda tedaviyi yapamaz veya testleri yapamaz.
Zorunlu Hükümlülükler: Doktorların, yasal olarak zorunlu oldukları durumlar varsa özen yükümlülükleri sınırlanabilir. Örneğin, bir doktor, bir hastanın şiddetli bir suç işlemesi olasılığına dair ciddi bir endişesi varsa, hastanın gizli bilgilerini paylaşabilir.
Sınırlı Kaynaklar: Doktorların özen yükümlülükleri, mevcut kaynakların kısıtlılığı nedeniyle sınırlanabilir. Örneğin, bir hastanede çok sayıda acil durum vakası varsa, doktorlar öncelikli olarak müdahale edilmesi gereken hastalara odaklanmak zorunda kalabilirler.
Farklı Hastaların Farklı İhtiyaçları: Doktorların, farklı hastaların farklı ihtiyaçları nedeniyle özen yükümlülükleri sınırlanabilir. Örneğin, bir hasta çok yoğun bakıma ihtiyaç duyarken, bir başka hastanın daha basit bir tedaviye ihtiyacı olabilir.
Hastanın Durumu: Bazı hastalıkların tedavisi çok zor veya imkansız olabilir. Bu durumda, doktorların özen yükümlülükleri sınırlanabilir ve hastaya daha az etkili tedaviler sunulabilir.
Önemli Olmayan Bilgiler: Doktorlar, hastaların sağlık bilgilerini paylaşırken, önemli olmayan bilgileri çıkarabilirler. Bu durumda, doktorların özen yükümlülüğü, hastaların gizliliğini korumak için gereksiz bilgileri paylaşmamak şeklinde sınırlandırılabilir.
Özetle, doktorların özen yükümlülüğü, geniş kapsamlı bir yükümlülük olmasına rağmen, farklı faktörlere bağlı olarak sınırlanabilir. Ancak, her durumda, doktorların hastalarına en iyi hizmeti sunmaya ve sağlık durumlarını en üst düzeye çıkarmaya çalışmaları beklenir.
Bir doktorun, hastasına karşı özen yükümlülüğünü yerine getirmediği iddiası nasıl kanıtlanır?
Bir doktorun hastasına karşı özen yükümlülüğünü yerine getirmediği iddiası, genellikle bir malpraktis davası olarak adlandırılan tıbbi hata davalarında ortaya çıkar. Bu durumda, hastanın ya da hastanın yakınlarının, doktorun özen yükümlülüğünü yerine getirmediğine inandıkları bir olayı veya davranışı kanıtlamaları gerekir. Bunun için aşağıdaki adımlar izlenebilir:
Hekim-hasta ilişkisi: Öncelikle, bir doktorun özen yükümlülüğü, bir hekim-hasta ilişkisinin varlığına dayanır. Yani, hastanın bir doktora başvurması ve doktorun bu başvuruyu kabul etmesi gerekmektedir.
Standartlar: Bir doktorun özen yükümlülüğü, kabul edilebilir tıbbi standartlara uygun hareket etmesini gerektirir. Bu standartlar, tıp etiği, mesleki standartlar ve genel olarak kabul edilen tıbbi uygulamalar tarafından belirlenir. Bir doktorun özen yükümlülüğü, bu standartlara uygun hareket etmesini gerektirir.
İhlal iddiası: Hastanın ya da yakınlarının, bir doktorun özen yükümlülüğünü yerine getirmediğine inandıkları bir olayı veya davranışı kanıtlamaları gerekir. Bu, özellikle tıbbi kayıtlar, tanık ifadeleri ve uzman görüşleri kullanılarak kanıtlanabilir.
Hasar: Bir doktorun özen yükümlülüğünü yerine getirmediğine inanılan bir davranışın, hastaya zarar verdiği kanıtlanmalıdır. Bu, hastanın fiziksel ya da duygusal olarak zarar gördüğü, tedavi maliyetlerinin arttığı ya da iş kaybı gibi maddi zararlara neden olduğu durumlarda olabilir.
Kusur: Son olarak, bir doktorun özen yükümlülüğünü yerine getirmediğine inanılan bir davranışın, kusurlu olduğu kanıtlanmalıdır. Bu, doktorun özen yükümlülüğünü yerine getirmesi gerektiği halde yapmadığı bir davranışın varlığı veya yaptığı bir davranışın kabul edilemez derecede hatalı olması durumunda olabilir.
Tüm bu adımların yerine getirilmesi sonrasında, bir doktorun özen yükümlülüğünü yerine getirmediği iddiası kanıtlanabilir ve bu durum, bir malpraktis davası olarak mahkemeye taşınabilir.
Doktorların, hastalarına karşı özen yükümlülüğünü yerine getirirken karşılaştıkları etik sorunlar nelerdir?
Doktorların hastalarına karşı özen yükümlülüğünü yerine getirirken etik sorunlarla karşılaşmaları mümkündür. Bu sorunlar şu şekilde örnekler verilebilir:
Hastanın özerkliği: Hasta, kendi sağlığıyla ilgili kararları verme hakkına sahiptir. Ancak bazı durumlarda hasta karar verme yeteneğine sahip olmayabilir. Bu durumda doktorlar, hasta adına karar vermek zorunda kalabilirler. Bu durumda doktorların hastanın özerkliği ile karar verme yetkisi arasında bir denge kurmaları gerekir.
Gizlilik: Doktorlar, hastalarının gizliliğini korumakla yükümlüdürler. Ancak bazı durumlarda bu gizlilik, hasta veya başkalarının hayatını riske atabilecek durumlarda ihlal edilebilir. Örneğin, bir hasta kendisine zarar vermek istediğini söylerse, doktorlar bu bilgiyi hastanın yakınlarına veya diğer sağlık profesyonellerine iletebilirler.
Haksız muamele: Doktorlar, hastalarına karşı haksız muamele yapmamakla yükümlüdürler. Bu kapsamda, doktorların hastalarına eşit davranmaları gerekmektedir. Örneğin, bir hastanın cinsel yönelimi veya etnik kökeni nedeniyle ayrımcılık yapılması kabul edilemez.
Tedavi sınırları: Doktorların, hastalarına uygulayacakları tedavilerin sınırları bulunmaktadır. Bazı durumlarda, hastanın talepleri veya özerkliği, doktorun uygulayabileceği tedavilerin sınırlarını belirleyebilir. Bu durumda doktorlar, hasta ile birlikte çalışarak, en uygun tedavi yöntemini belirlemek zorundadırlar.
İlaç ve tedavi maliyetleri: Bazı durumlarda, doktorlar hastalarının tedavilerinin maliyetleriyle de ilgilenmek zorunda kalabilirler. Bu kapsamda, doktorlar hastalarına en uygun ve ekonomik tedavi yöntemini önermekle yükümlüdürler.
İyileştirilemeyen hastalar: Doktorlar, bazı hastalıkların iyileştirilemeyeceğini bilmelerine rağmen, hastaları tedavi etmek için ellerinden geleni yapmak zorundadırlar. Bu durumda, doktorların hastanın acısını hafifletmeye odaklanmaları ve hastanın rızası olmadan aşırı tedavi uygulamaktan kaçınmaları gerekmektedir.
Farklı kültürlerden gelen hastalar: Doktorlar, farklı kültürlerden gelen hastalarla ilgili etik sorunlarla da karşı karşıya kalabilirler. Bazı kültürlerde, hastaların aileleri, hastanın tıbbi durumuna müdahale etmek isteyebilirler. Doktorların, hastanın rızasını dikkate alarak ve kültürler arasındaki farklılıkları anlayarak, hastalara uygun tedaviler sağlamaları önemlidir.
Özel durumlar: Bazı durumlarda, doktorların hastaları için özel bir tedavi planı oluşturmaları gerekebilir. Örneğin, engelli hastalar veya hamile kadınlar, normal tedavi planlarının dışında bir yaklaşım gerektirebilir. Doktorların, hastaların özel ihtiyaçlarına uygun olarak tedavi planları hazırlaması ve uygun tedavileri sağlaması önemlidir.
İlaç firmalarının etkisi: Bazı ilaç firmaları, doktorları kendi ilaçlarını reçete etmeleri için teşvik edebilir. Bu durumda, doktorların hastalarının en iyi ilaç tedavisi almasını sağlamak için objektif kararlar almaları ve ilaç firmalarının baskısından etkilenmemeleri gerekmektedir.
Sadakat ve özen yükümlülüğü, doktorların mesleki bağımsızlıklarını nasıl etkiler?
Doktorların sadakat ve özen yükümlülükleri, mesleki bağımsızlıklarını etkileyebilir. Örneğin, bir doktorun hastasına karşı özen yükümlülüğü, hastanın gereksinimlerine ve ihtiyaçlarına uygun olarak tedavi planı oluşturmasını gerektirir. Bu tedavi planı, hastanın maddi durumu veya sigorta kapsamıyla sınırlı olabilir. Doktor, hastanın tedavisi için gereksinim duyulan tüm prosedürleri sağlamak istese de, maddi sınırlılıklar nedeniyle bazı prosedürlerin yapılamayacağı durumlarla karşılaşabilir.
Diğer yandan, bir doktorun sadakat yükümlülüğü, hastanın tedavisine dair kararları verirken hastanın görüşlerini de dikkate almasını gerektirir. Ancak, bazen hastanın görüşleri, doktorun profesyonel görüşüyle uyuşmazlık gösterebilir. Bu durumda doktor, hastanın tercihlerine uygun tedavi yöntemlerini belirlemeli, ancak yine de hastanın güvenliğini ve sağlığını riske atmayacak şekilde hareket etmelidir.
Özetle, doktorların sadakat ve özen yükümlülükleri, mesleki bağımsızlıklarını etkileyebilir ve bazen hastanın ihtiyaçları ile maddi sınırlılıklar arasında bir denge kurmak zorunda kalabilirler. Ancak, doktorların temel görevi her zaman hastanın sağlığına öncelik vermek olmalıdır.
Bir doktorun, hastasına karşı sadakat ve özen yükümlülüğü ihlal ettiği durumlarda, hastanın hakları nelerdir?
Hastanın haklarını koruma amacıyla, birçok ülkede sağlık mesleği uygulayıcılarını düzenleyen kurumlar ve kurallar vardır. Bu kurumlar, hastaların sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanmalarını sağlamak ve sağlık hizmeti verenlerin uygun bir şekilde davranmasını sağlamak için bir dizi yönetmelik ve yönerge yayımlamaktadır.
Hasta hakları konusunda yapılan düzenlemeler, doktorların mesleki davranışları hakkında net sınırlar çizerek, hasta haklarının korunmasını ve doktorların mesleki yükümlülüklerine uygun olarak hareket etmelerini sağlar. Örneğin, doktorlar, tıbbi kararlarında bilimsel kanıtlara ve hastanın isteklerine saygı göstermek, tıbbi kararlarını açıklamak ve hastaların karar verme sürecine dahil etmek, tıbbi kayıtlarını doğru ve güncel tutmak, hastanın gizliliğini korumak ve tıbbi hizmetlerin kalitesini sürekli olarak iyileştirmek gibi bir dizi yükümlülüğe sahiptir.
Bir doktorun, hastasına karşı sadakat ve özen yükümlülüğünü ihlal ettiği durumlarda, hastalar genellikle şikayetlerini sağlık kuruluşlarının yöneticilerine, tıbbi meslek kuruluşlarına veya hukuk mercilerine sunabilirler. Şikayetler, doktorların sorumlu oldukları kurum veya kuruluşların ilgili disiplin kurulları tarafından incelenir. Disiplin kurulları, doktorun mesleki davranışlarını ve eylemlerini inceleyerek, disiplin cezaları uygulayabilirler. Bu cezalar arasında lisansın askıya alınması, meslekten men ve para cezaları gibi farklı türler yer alabilir.
Hastalar, doktorların mesleki yükümlülüklerine uygun davranmadığı durumlarda ayrıca tazminat davası açabilirler. Tazminat davaları, doktorun hastaya verdiği zararın maddi olarak karşılanmasını sağlar. Bu tür davalar, doktorların sorumlu tutulduğu durumlarda sıklıkla görülmektedir.
Doktorların, mesleki olarak gelişmelerini sağlayan ve sadakat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmelerine yardımcı olan kurallar nelerdir?
Doktorların mesleki gelişimlerini sağlamak ve hastalarına karşı sadakat ve özen yükümlülüklerini yerine getirmelerine yardımcı olan birçok kurallar vardır. Bu kurallar, doktorların etik davranışlarını ve mesleki standartları yüksek tutmalarını amaçlar. Bazı önemli kurallar şunlardır:
Tıp etiği kuralları: Tıp etiği kuralları, doktorların mesleki uygulamalarını belirleyen temel kurallardan biridir. Bu kurallar, doktorların hastalarına karşı etik davranışlarını ve mesleki standartlarını belirler.
Tıbbi beyanname: Tıbbi beyanname, doktorların hastalarına sağladıkları hizmetleri, tıbbi müdahaleleri ve ilaçları kaydederek doktorlar arasında iletişimi sağlar. Bu beyanname ayrıca, doktorların hastalarına karşı sadakat ve özen yükümlülüğünü yerine getirme konusunda kendilerine hatırlatıcı bir araç sağlar.
Eğitim: Doktorlar, mesleklerini sürekli olarak geliştirmek için düzenli olarak eğitim almaları gerektiğini kabul ederler. Bu eğitimler, doktorların hastalara en iyi şekilde hizmet vermelerine ve mesleki standartlarını yüksek tutmalarına yardımcı olur.
Hastanın onayı: Doktorlar, hastalarına herhangi bir tıbbi müdahale yapmadan önce hastalarının açık ve net bir onayı almaları gerektiğini kabul ederler. Bu onay, hastaların kendi tıbbi kararlarını vermesine ve kendi tıbbi müdahalelerini yönetmesine olanak tanır.
Gizlilik: Doktorlar, hastalarının tıbbi kayıtlarını gizli tutmakla yükümlüdürler. Bu, hastaların özel bilgilerinin korunmasını ve gizliliğinin sağlanmasını amaçlar.
Hastaların hakları: Doktorlar, hastaların tıbbi haklarını korumakla yükümlüdürler. Bu haklar arasında, tıbbi müdahaleler hakkında bilgilendirilme, tedavi reddi hakkı, tedaviye rıza verme hakkı ve sağlık kayıtlarının inceleme hakkı gibi haklar yer alır.
Tüm bu kurallar, doktorların hastalarına karşı sadakat ve özen yükümlülüklerini yerine getirmelerine yardımcı olur ve doktorların etik davranışlarını ve mesleki standartlarını yüksek tutar.