Davaya Fer'i Müdahil Olma
Fer’i müdahale, bir davada hukuki durumu etkilenecek üçüncü kişinin, davayı kazanmasında yararı olan tarafın yanında yer alarak, ona hukuki yardım sağlamak amacıyla dâhil olmasıdır. Bu sayede, üçüncü kişinin davadan olumsuz şekilde etkilenmesi engellenir veya olumlu şekilde etkilenmesi sağlanır. Fer’i müdahale, açılmış ve derdest olan davalar için geçerlidir ve HMK.md.66 tarafından düzenlenir.
Medeni yargılama hukukunda, üçüncü bir kişinin davaya katılması fer’i müdahale olarak adlandırılır. Fer’i müdahale, muhakeme sırasında kendiliğinden olabileceği gibi, uyuşmazlığın taraflarından birinin davayı ihbar etmesi sonucunda da gerçekleşebilir. Derdest bir davaya katılma ise, uyuşmazlığın taraflarından biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin dava açarak kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, davayı ona ihbar ederek gerçekleşir.
Davanın ihbarı, mevcut davaya üçüncü kişinin ihbar edenin temsilcisi veya fer’i müdahil olarak katılmasını sağlar. Ancak davanın ihbarı suretiyle üçüncü kişinin derdest davadan haberdar edilmesi yeterli değildir. Üçüncü kişinin bu davaya fer’i müdahil veya temsilci sıfatıyla katılımının gerçekleşebilmesi için, bunun teklif edilmiş olması da gereklidir.
Üçüncü kişinin bu davaya fer’i müdahil olarak katılmayı talep etmesi halinde, onun fer’i müdahale için gerekli koşulları sağlayıp sağlamadığı değerlendirilir. Dolayısıyla, dava dışı üçüncü kişinin davanın ihbarı üzerine öğrendiği ve yerine getirdiği bir fer’i müdahale talebi olsa bile, bu fer’i müdahalenin kabulü, Kanun’un öngördüğü prosedüre uyulmasına ve yasal koşulların gerçekleşmesine bağlıdır.
Bir üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla yargılamanın tahkikat safhası sona erinceye kadar, bu davada fer’i müdahil olarak yer alabilir. Bu durumda, sorun asıl uyuşmazlığın taraflarından kaynaklanmayıp tamamen dava dışı üçüncü bir kişinin, davanın asıl tarafları arasında cereyan eden yargılamada davanın taraflarından birinin yanında ona yardımcı olmasında hukuki yararı bulunmasından ve bu sebeple asıl davaya dâhil olmak istemesinden ötürü gerçekleşmektedir.
HMK.md.61/1’e göre, derdest bir davada üçüncü kişinin haberdar olması için davayı ona ihbar etmek mümkündür. Ancak, fer’i müdahale için gereken koşulların sağlanması ve yasal prosedürlere uyulması gerektiği unutulmamalıdır.
Medeni yargılama hukukunda fer’i müdahale talebi ve bu talebin incelenmesi konusunda, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 55. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 67. maddesi arasında farklılıklar bulunmaktadır. Önceki kanunda, fer’i müdahale talebine itiraz, bir ön sorun olarak tanzim edilmiş ve mahkeme tarafından bu husus ön sorunlar hakkındaki hükümlere göre incelenmiştir.
Ancak, 6100 sayılı Kanun’da böyle bir düzenleme yer almamaktadır. Yargılama sırasında üçüncü bir kişinin derdest bir davaya taraflardan birinin yanında fer’i müdahil olmak için talepte bulunması ve taraflardan birinin bu talebe muhalefet etmesi halinde, mahkemenin nasıl bir yol izleyeceği net olarak belirtilmemiştir.
Bu nedenle, fer’i müdahale talebi ve bu talebe itiraz konularında 6100 sayılı Kanun’un yasal prosedürlerine uyulması gerekmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, fer’i müdahale talebi ve incelenmesi konusunda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’ndan farklılık gösterse de, davaya bakan mahkeme yine ön sorunlar hakkındaki hükümlere göre üçüncü kişinin derdest bir davaya fer’i müdahil olma talebini değerlendirecektir.
Çünkü, 6100 sayılı Kanun’da fer’i müdahale talebi hakkında açık bir düzenleme yer almamaktadır. Bu nedenle, fer’i müdahale talebinin incelenmesi konusunu ayrı bir bölüm altında incelemek uygun olacaktır.
Davaya Fer’i Müdahâle Talebi ve İncelenmesi
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu döneminde, fer’i müdahale talebi ile ilgili olarak HUMK.md.54/I hükmünde, “Müdahale talebi muhakeme bitinceye kadar dermeyan olunabilir ve davayı asliyenin cereyanı talik olunur. Müdahale talebi arzuhal ile olur.” şeklinde bir düzenleme yer almaktaydı.
Bu düzenlemeye göre, yargılama sırasında üçüncü bir kişinin davaya katılmak istemesi halinde, fer’i müdahale talebini bir dilekçe ile yapması ve mahkemenin de bu talebi değerlendirebilmesi için, uyuşmazlığın tarafları arasındaki esas davayı ertelemesi gerekmekteydi. Bu talep üzerine, davanın görüldüğü mahkeme müdahale talebinde bulunan üçüncü kişinin dilekçesini ve duruşma gününü uyuşmazlık taraflarına tebliğ ederdi (HUMK.md.54/II). 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ise, fer’i müdahale talebinin nasıl yapılacağı ve nasıl inceleneceği konusu, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 54. ve 55. maddelerinin tek bir hüküm altında birleştirilerek HMK.md.67 hükmünde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, müdahale talebinde bulunan üçüncü kişi, katılmak istediği tarafı, müdahale sebebini ve dayanaklarını belirten bir dilekçeyle mahkemeye başvuracaktır. Müdahale dilekçesi, davanın taraflarına tebliğ edilir. Mahkeme, gerektiğinde taraflarla birlikte üçüncü kişiyi de dinlemek üzere davet eder. Davet edilen kişiler gelmese bile mahkeme, müdahale talebi hakkında karar verecektir.
Her iki kanunun fer’i müdahale ile ilgili yasal düzenlemeleri karşılaştırıldığında, kanun maddeleri arasında farklılıklar olduğu görülmektedir. HMK.md.67 hükmünde, açılmış ve görülmekte olan bir davaya katılmak isteyen üçüncü kişinin müdahale talebini dilekçe ile yapması gerektiği belirtilirken, davaya bakan mahkemenin bu müdahale talebini incelemek üzere asıl davayı ertelemesine ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır.
Ancak, müdahale talebinde bulunan üçüncü kişinin, davanın taraflarına tebliğ edilecek olan dilekçesinde uyuşmazlığın hangi tarafının yanında davaya katılmak istediğini, müdahale sebebini ve dayanaklarını belirtmesi gerekmektedir. Esas mahkemesi, üçüncü kişinin müdahale talebi için gerekli şartların oluşup oluşmadığını ve uyuşmazlığın taraflarının müdahale talebine itirazlarının bulunup bulunmadığını inceleyip değerlendirmek zorundadır.
HMK.md.67 hükmünde açık bir şekilde ifade edilmese de, yargılama sırasında ortaya çıkan fer’i müdahale talebi hakkında kabul veya reddi yönünde bir ara karar verilebilmesi için, mahkemenin bu talebi incelemesi ve gerekli koşulların oluşup oluşmadığını değerlendirmesi gerekmektedir. Bu durum, kanunda açık ve net bir şekilde belirtilmese bile yargılama sırasında ortaya çıkan bir ön sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 67. maddesinde öngörülen fer’i müdahale talebi ve incelenmesi ile ilgili hükümler bakımından iki ayrı mesele üzerinde durulması gerekmektedir. Birincisi, görülmekte olan bir davaya dava dışı üçüncü bir kişinin dilekçe ile katılması için müdahale talebinde bulunması ve müdahale dilekçesinde yanında katılmak istediği tarafı, müdahale sebebini ve dayanaklarını belirtmesi gerektiği hususudur (HMK.md.67/1).
Müdahale dilekçesi, mahkeme tarafından davanın taraflarına tebliğ edilecektir (HMK.md.67/2). HMK.md.67 hükmünün Hükümet Gerekçesi’ne göre, müdahale dilekçesinin davanın taraflarına tebliğ edilmesi, hukuki dinlenilme hakkının unsuru olan yargılama faaliyeti hakkında tarafların haberdar edilmesi ve bilgilendirilmesinin bir gereği olarak kabul edilmiştir.
İkincisi ise, dava dışı üçüncü kişinin müdahale dilekçesinin taraflara tebliğinden sonra, uyuşmazlığın taraflarının bu dilekçe karşısında nasıl bir tutum izleyecekleri ve mahkemenin bu taleple ilgili nasıl bir karar vereceği hususudur. Bu durumda çeşitli ihtimaller söz konusu olabilir.
Birinci ihtimal, uyuşmazlığın asıl taraflarının üçüncü kişinin müdahale talebine itiraz etmemeleridir. Hâkim, davaya katılmak isteyen üçüncü kişinin müdahale talebini, yanında katılmak istediği tarafı, müdahale sebebini (hukuki yararını) ve dayanaklarını belirten dilekçeyi inceleyecektir. HMK.md.67/2, c.1 hükmü gereğince, davaya müdahale dilekçesini davanın taraflarına tebliğ edecektir. Bu hüküm, davanın taraflarının yargılama faaliyeti hakkında bilgilendirilmesi ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereğidir.
Mahkeme, davaya bakan tarafları ve üçüncü kişiyi müdahale talebi hakkında davet edebilir. Davete rağmen gelmezlerse, mahkeme fer’i müdahale talebi hakkında dosya üzerinden karar verebilir (HMK.md.67/2, c.2). Bu düzenleme ile fer’i müdahale sebebiyle muhakemesi devam eden davanın gecikmesine mani olmak amaçlanmıştır.
Doktrinde, davaya bakan mahkemenin fer’i müdahale talebi hakkında karar vermek için tarafları ve müdahale talebinde bulunmak isteyen üçüncü kişiyi duruşma yaparak dinlemek zorunda olup olmadığı tartışılmıştır. Bu konuda hâkime bir zorunluluk yüklenmediği ve tarafları ve üçüncü kişiyi dinleyip dinlememe hususunda takdir hakkının bulunduğuna işaret edilmiştir.
HMK.md.67/2 hükmü, “mahkeme gerekirse taraflarla birlikte üçüncü kişiyi de dinlemek üzere davet eder” cümlesinden hareketle, “gerekirse” ibaresi, davaya bakan mahkemenin üçüncü kişinin fer’i müdahale talebi hakkında gerekmediği takdirde, dosya üzerinden ve duruşma yapmadan karar verebileceğini ifade etmektedir. Bu nedenle, hükmün lafzî yorumu hâkime bu konuda takdir hakkı tanındığını göstermektedir.
Davaya bakan mahkeme, fer’i müdahale talebiyle ilgili incelemeleri sonucunda, üçüncü kişinin davaya katılması için gerekli koşulların oluştuğu kanaatine varırsa ve davanın taraflarının itirazı yoksa veya itirazları yerinde görülmediyse, üçüncü kişinin müdahale talebi kabul edilecektir. Aksi takdirde, üçüncü kişinin müdahale talebi reddedilebilir. Davaya müdahil olmak için gerekli kanuni şartları sağlayamayan üçüncü kişinin, davanın taraflarının itirazlarının olmaması, hâkimin müdahale talebinin reddi kararı vermesine engel değildir.
Üçüncü kişinin davaya müdahale talebine karşı ikinci ihtimalde, davanın taraflarından birinin veya her ikisinin itiraz etmesi varsayılır. Davaya bakan hâkim, davanın taraflarının üçüncü kişinin müdahale talebine yönelik itirazlarıyla bağlı değildir. Fer’i müdahil olarak katılmak isteyen üçüncü kişinin, taraf ve dava ehliyetine sahip olup olmadığı ve mevcut davaya katılma talebinde hukuki yararının bulunup bulunmadığı hususları, fer’i müdahale şartlarıdır ve mahkeme tarafından incelenir. Davaya bakan hâkim, bu şartların var olup olmadığını kendiliğinden araştırır.
Fer’i müdahale talebinde bulunmak, davaya bakan mahkemenin veya davanın taraflarından birinin davetini gerektirmez ve fer’i müdahale talebinde bulunan üçüncü kişinin yardımcı olmak istediği tarafın kabulüne de bağlı değildir. Ancak, dava dışı üçüncü kişinin davanın tarafları arasında fer’i müdahil sıfatıyla katılabilmesi için kanunen aranan şartların oluşup olmadığı hususunda davaya bakan mahkeme tarafından inceleme yapılması ve buna göre bir ara karar verilmesi gerekmektedir.
Asıl davanın görüldüğü mahkeme, fer’i müdahale için gerekli koşullardan birinin eksik olması durumunda, davanın taraflarının itirazlarına bakılmaksızın müdahale talebini reddeder. Müdahale talebinin kabul edilmesi, müdahale isteğinde bulunan üçüncü kişinin yanında katılmak istediği tarafın kabul ve itirazına bağlı değildir. Asıl davanın yürütüldüğü mahkeme, derdest davaya üçüncü kişinin davaya katılmasının hukuki yararı olduğu kanaatine varırsa, davanın taraf veya taraflarının itirazlarına rağmen müdahale talebinin kabulüne karar verebilir.
HMK.md.67 hükmünün 2. fıkrasına göre, asıl davaya bakan mahkeme, gerekirse taraflarla birlikte davaya fer’i müdahil olarak katılmak isteyen üçüncü kişiyi de dinlemek üzere davet edebilir. Bu düzenleme, fer’i müdahale sebebiyle davanın gecikmesine engel olmak için kabul edilmiştir. Asıl davaya bakan mahkeme, müdahale talebi hakkında kararını verecektir ancak dava dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verilmeyecektir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na alınmamış olsa bile, mahkeme üçüncü kişinin müdahale talebini HMK.md.164-165 hükümleri doğrultusunda inceleyecek ve karara bağlayacaktır. Çünkü derdest bir davada, üçüncü bir kişinin davanın taraflarından birinin yanında davaya katılma talebi, davanın tarafları arasında cereyan eden asıl davayı duraklatacaktır. Mahkeme, fer’i müdahale talebi hakkında karar verebilmek için HMK’nın aradığı koşulları incelemelidir. Bu nedenle, yargılama sırasında ortaya çıkan ön sorun konusunda bir karar verilmesi gerekmektedir. Duruşmaya gelmeyen taraflar için, fer’i müdahale hakkında verilen mahkeme kararı tebliğ edilmelidir.
Derdest bir davaya davanın taraflarından birinin yanında fer’i müdahil olarak katılmak isteyen üçüncü kişinin, tahkikat safhasından sonra müdahale talebinde bulunduğu durumlarda, mahkeme nasıl hareket edeceği konusu önemlidir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 66. maddesi, fer’i müdahale talebinin tahkikat sona erinceye kadar yapılabileceğini kabul etmektedir. Bu nedenle, tahkikat safhasının tamamlanmasından sonra fer’i müdahale talebinde bulunulması halinde, hâkim talebi reddetmelidir ve bu konu ön sorun olarak incelenmeyecektir.
Davaya Fer’i Müdahâle Talebi Hakkında Karar Verilmesi
Yargılama sırasında dışarıdan bir üçüncü kişinin fer’i müdahale talebi üzerine, davaya bakan mahkeme talebi inceledikten sonra karar verecektir. Fer’i müdahale talebinde bulunmanın tek başına hukuki bir sonuç doğurmadığı belirtilmektedir. Ancak, mahkeme fer’i müdahale talebini incelemeksizin yargılamaya devam etmesi, usule aykırılık oluşturacaktır.
Asıl davanın görüldüğü mahkeme, üçüncü kişinin fer’i müdahil olarak katılma talebi üzerine Kanun’un aradığı koşulların somut olayda gerçekleştiğini tespit ettiği takdirde, müdahale talebinin kabulüne karar verecektir. Mahkeme, kabul kararı ile birlikte üçüncü kişiyi fer’i müdahil sıfatıyla davaya katılacaktır. Bu durumda, derdest davaya müdahale talebi üzerine ortaya çıkan ön sorun, fer’i müdahil sıfatıyla katılmak isteyen üçüncü kişinin katılma talebi yönünde çözümlenerek yargılama devam edecektir. Ancak, fer’i müdahil sıfatıyla katılmak isteyen üçüncü kişinin davaya bakan tarafından reddedilmesi halinde, fer’i müdahil sıfatını kazanması mümkün olmayacaktır.
Ancak uygulamada, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 7.7.2014 tarihli bir kararına konu olan somut olay, yukarıda belirtilen açıklamaları değiştirmektedir. Yargıtay, dava dışı üçüncü kişinin fer’i müdahale talebi hakkında, davaya bakan mahkeme tarafından henüz kabul kararı verilmeden, üçüncü kişinin fer’i müdahale niteliğindeki işlemler yapmasının fer’i müdahale niteliği taşıdığı şeklinde değerlendirilmesi gerektiğini belirtmektedir.
Fer’i müdahale talebini kabul eden mahkeme, derdest davaya müdahale talebinde bulunarak katılmak isteyen üçüncü kişinin hangi tarafın yanında katılacağını açıkça belirtmelidir. Bu karar, dava tarafının fer’i müdahale talebine muhalefet etmesiyle ilgili değildir. Fer’i müdahale talebinin kabulü, üçüncü kişinin katılmak istediği tarafın itirazına bağlı değildir. Asıl davanın görüldüğü mahkeme, fer’i müdahale talebini kabul ettiği takdirde, üçüncü kişi bu tarafın yanında fer’i müdahil sıfatıyla davaya katılabilir. Asıl davanın tarafları, dava dışı üçüncü kişinin fer’i müdahil sıfatıyla katılmasına itiraz edebilirler. Bu itirazlar, ön sorun hükümlerine göre incelenerek karara bağlanacaktır.
Yargılama sırasında, dava dışı üçüncü kişinin taraflar arasında cereyan eden davaya fer’i müdahil olarak katılmak istemesi yönündeki talebine, davanın her iki tarafı da muhalefet ederek itiraz edebilir. Asıl davanın görüldüğü mahkeme, üçüncü kişinin fer’i müdahil olarak katılma talebi üzerine, Kanun’da aranan koşulların somut olayda gerçekleşmediğini belirlerse, müdahale talebini reddeder. Mahkemenin üçüncü kişinin fer’i müdahale talebini reddi kararı, tarafların itirazı üzerine veya mahkemenin re’sen yapacağı inceleme sonucunda verilebilir.
Yargılama hukuku sistemimizde, fer’i müdahale talebinde bulunan kişinin, bu talebi hakkında karar verilmeden önce davaya katılması mümkün değildir. Mahkemenin fer’i müdahale talebini reddetmesi durumunda, gerekçesini de belirtmek zorundadır. Bu durumda, asıl davanın görüldüğü sırada ortaya çıkan ön sorun, mahkemece fer’i müdahil sıfatıyla katılmak isteyen üçüncü kişinin talebinin reddi yönünde karara bağlanır.
Ancak, fer’i müdahale talebi reddedilen üçüncü kişi, eksikliklerin tamamlanması koşuluyla yeniden talepte bulunabilir mi? Doktrinde bu soruya olumlu yönde cevap verilmektedir. Örneğin, dava ehliyeti bulunmadığı için talebi reddedilen üçüncü kişi, dava ehliyetine sahip olduğunda yeniden talepte bulunabilir veya hukuki menfaatinin yokluğu sebebiyle talebi reddedilen üçüncü kişi, başka bir sebep göstererek yeniden talepte bulunabilir.
Fer’i müdahale talebinin kabulü veya reddi hakkındaki kararlar, ara karar niteliğindedir ve tek başına kanun yoluna başvurma imkanı vermez. Ancak nihai karar ile birlikte kanun yoluna başvurulabilir.