Kişi hatırlanmak isteyebileceği gibi hoşnut olmadığı geçmişinin unutulmasını da isteyebilmelidir. Ancak günümüzde dijital ortama kaydedilen izlerimiz ise asla silinmemektedir. Kişinin geçmişinin yükünü sürekli taşıması anlamına gelen bu durum karşısında unutulma hakkı ortaya çıkmıştır. Hukuka uygun olarak paylaşılsa bile kişisel bilgilerin güncelliğini yitirmesiyle elektronik ortamdan kaldırılmasını veya erişime engellenmesini isteme, unutulma hakkı olarak tanımlanabilir.
Kişinin parmak izinden hobilerine kadar her türlü veri bireyin kimliğini belirttiği takdirde kişisel veri olarak kabul edilmektedir. Paylaşımın güncelliğini kaybetmesi için gereken süre ise belirtilmemiş, paylaşımın amacının devam edip etmediğine bakılmıştır. Paylaşım, bilgilendirme, haber verme ve duyurma gibi amaçlar taşıyabilir. Örneğin dijital ortamda paylaşılmış düğün davetiyesi, düğünden sonra amacını yitirebileceği gibi yapılan bir haberde zamanla bilgi verme amacını yitirebilir.
Avrupa Adalet Divanı’nın (ABAD) verdiği Google- İspanya kararıyla, unutulma hakkı hukuk gündemine oturmuştur. Avrupa Adalet Divanı, İspanyol bir avukat olan Mario Costeja Gonzalez’in 20 yıl önceki açık arttırma ilanlarının unutulma hakkı kapsamında internetten kaldırılması talebi sonucu hakkın ihlalini kabul ederek içeriği kaldırılmasına karar vermiş ve içeriğin kaldırılmasında sorumluluğu arama motorlarına yüklemiştir.
Türk hukukunda ise unutulma hakkı açıkça düzenlenmemiş bulunmakla birlikte Anayasamız da düzenlenen kişinin maddi/manevi gelişme hakkı ve kişisel verilerin korunması hakkı ile korunmuştur. Yargıtay ve AYM içtihatlarında unutulma hakkına ismen atıf yapılmıştır.
Unutulma hakkı, her gerçek kişiye tanınmıştır. Tüzel kişilere yönelik ise henüz bir düzenleme ya da fikir birliği bulunmamaktadır. 5651 sayılı kanunun 9. maddesi kişilik hakkı zedelenen tüzel kişilerin de erişim kısıtlaması talebinde bulunabileceğini belirtse de kişilik hakkı ihlali olmaması halinde verilerin güncelliğini yitirdiğinden bahisle tüzel kişiler dava açamayacaktır.
Unutulma Hakkını Koruyan Düzenlemeler Nelerdir?
5651 Sayılı Kanun kapsamında kişiler internet ortamında yapılan yayın nedeniyle kişilik hakkı ihlali halinde doğrudan sulh ceza hakimine başvurarak erişimin engellenmesini talep edebildikleri gibi Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumuna yayının tam adresini (URL) ve hak ihlalinin sebeplerini belirterek doğrudan şikayetlerini iletebilirler. Bu kanun kapsamında zamanla saklanma ve paylaşılma amacını yitiren içeriğin yayın ortamından kaldırılmasını talep etme olanağı bulunmamaktadır.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında hukuka uygun olarak sanal ortama kaydedilen kişisel verilerin işlenme sebeplerinin ortadan kalkması halinde veri sahibinin isteği üzerine veya resen veri sorumlusu tarafından verilerin hiçbir şekilde erişilemez ve kullanılamaz hale getirilebileceği veya anonim hale getirilebileceği düzenlenmiştir. Anonim hale getirme ise kişisel verinin başka verilerle ilişkilendirilse dahi hiçbir surette gerçek kişi ile ilişkilendirilememesi olarak tanımlanmaktadır.
Unutulma Hakkının Sınırları Nelerdir?
Unutulma hakkını kullanmak isteyen birey karşısında, toplumun ifade özgürlüğü ve haber alma hakkının korunması gerekebilir. Bu durumda, her olay kendi içerisinde değerlendirilerek detaylı bir inceleme yapılmalı ve korunması gereken hak belirlenmelidir. Mahkeme kararları unutulma hakkı ile ifade özgürlüğü arasındaki sınırların belirlenmesi bakımından önemlidir. AYM kararları doğrultusunda unutulma hakkının sınırları ve uygulanmasına ilişkin şu saptamalar yapılabilir;
- Kişisel verinin unutulma hakkı kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesinde haberin içeriğinin bilimsel veya tarihsel bir veri olup olmadığının yanı sıra haberin güncelliği, mağdurun medyatik durumu göz önüne alınarak yapılan değerlendirme neticesinde karar verilir.
- Hak ihlalin engellenmesi için erişimin engellenmesinin yeterli olduğu hallerde, basın arşivinin silinmesi gerekmemektedir.
Unutulma Hakkı İçin Google’a Nasıl Başvurulur?
Google tarafından düzenlenen online form doldurularak içeriğin kaldırılması için başvurulur. Yapılan değerlendirme sonucunda şikayete konu veri sadece ilgili ülkenin sunucularından kaldırılır.
Sonuç olarak; Bilgiye erişimin çok kolay olduğu günümüzde “bir tık” ile merak ettiğimiz kişiye ilişkin düzinelerce sonuç karşımızda çıkmaktadır. Çağımızın gereği olarak, dijital ortamda kişisel verilerimizi bazen zorunlu olarak ( alışveriş, bankacılık hizmetleri, veri aktarımı vb. nedenlerle) vermekte, bazen isteyerek paylaşmaktayız. İnternet ortamına kaydedilen kişisel verilerimiz ise asla kaybolmamakta hatta araştırılma durumunda, yıllar sonra karşımıza çıkabilmektedir. İnternette yapılan arama sonucu çıkan veriler, hakkımızda toplumda bir algı oluşturmaktadır. Kişisel verilerin kaydedilmesi ve paylaşılması sonucu oluşan önyargılar nedeniyle bireyin mağdur olmasını önlemesi hasebiyle unutulma hakkı bir kişilik hakkı ve hukuki bir çare olarak karşımıza çıkmakta ve önem arz etmektedir.
Bireysel başvurunun yapıldığı tarihte, haberin ilk yayınlandığı tarih üzerinden 7 yıl 1 aylık sürenin geçtiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen süreler ile hakkında haber yapılan kişilerin kimlikleri de dikkate alındığında haberin güncelliğini ve kamuoyu ilgisini yitirdiği söylenemez. Bu bağlamda haberin konusu, içeriği ve ilk yayın tarihi üzerinden geçen süre gözönünde bulundurulduğunda haberin arşivde kolaylıkla ulaşılabilir kılınması için gerekli haber değerinin toplumsal açıdan devam ettiği, bu bağlamda unutulma hakkı kapsamında değerlendirilmeyi zorunlu kılacak şartların oluşmadığı belirlenmiştir. Öte yandan bireysel başvurunun karara bağlandığı tarih itibarıyla şikâyet konusu haberin başvuruculara ve haberde adı geçen diğer şahıslara ilişkin kişisel veriler gizlenmiş olarak yayımlanmaya devam edildiği de tespit edilmiştir.
Sonuç olarak ifade ve basın özgürlükleri ile birlikte halkın haber alma ve bilgiye ulaşma hakkı birlikte değerlendirildiğinde başvuru konusu olayda, ifade ve basın özgürlükleri ile kişinin manevi bütünlüğünün korunması hakkı arasında adil bir dengenin kurulduğu, derece mahkemesinin takdir yetkisine müdahale etmeyi gerekli kılacak bir durumun bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Unutulma hakkının İnternet gazete arşivlerindeki her türlü haber yönünden uygulanmasını beklemek mümkün değildir. Nitekim özellikle basın özgürlüğü temelinde gazete arşivinin araştırmacılar, hukukçular veya tarihçiler için önem taşıyan veriler olduğu açıktır. Bu durumda bir İnternet haberinin unutulma hakkı kapsamında İnternet’ten çıkarılabilmesi için yayının içeriği, yayında kaldığı süre, güncelliğini yitirme, tarihsel bir veri olarak kabul edilememe, kamu yararına katkısı (toplumsal açıdan haberin değeri, haberin geleceğe ışık tutan niteliği) habere konu kişinin siyasetçi veya ünlü olup olmadığı, haber veya makalenin konusu, bu bağlamda haberin olgusal gerçekler ya da değer yargısı içerip içermediği, halkın ilgili veriye yönelik ilgisi gibi hususların her somut olay açısından incelenmesi gerekmektedir.
Yapılacak değerlendirme sonucunda unutulmayı etkin kılacak farklı yöntemler benimsenebilir. 5651 sayılı Kanun’un 6518 sayılı Kanun ile değiştirilen 9. maddesinde erişimin engellenmesinin kapsamının kişilik hakkının ihlalinin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL vb.) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verileceği ve zorunlu olmadıkça İnternet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemeyeceği belirtilmiştir.
Bu bağlamda unutulma hakkı bağlamında ifade ve basın özgürlükleri ile şeref ve itibarın korunması hakkı arasındaki dengenin sağlanması açısından 5651 sayılı Kanun kapsamında yukarıda belirtilen önlemler alınabilir (bkz. § 51). Ancak alınacak tedbirlerin Anayasa’nın 13. maddesi gereğince ölçülülük kriteri esas alınarak yapılması gereklidir. Nitekim kişinin şeref ve itibarına yönelik müdahaleleri unutulma hakkı gereğince engellemek için arşivde arama yapmaya imkân tanıyan haber ile kişi arasında ilişki kuran kişisel verilerin silinmesi, haberin anonim hâle getirilmesi, haber içeriğinin bir kısmına erişimin engellenmesi gibi birçok yöntem benimsenebilir. Bu bağlamda yargının görevinin, İnternet ortamının sağladığı kolaylıkla zamanla kişilerin itibarına yönelik müdahale oluşturan haberleri tamamen ortadan kaldırarak geçmişte meydana gelmiş olayların yeniden yazılmasını sağlamak olmadığı dikkate alınmalıdır. İnternet haber arşivinin bir bütün olarak basın özgürlüğünün koruması altında olduğu unutulmamalıdır.